Atasun Optik sosyal medya ajansını, farklı sektörlerden pek çok markanın ihtiyaçlarına çözümler sunan Ogilvy İstanbul olarak belirledi.

Tüm sosyal medya hesaplarının yönetiminden sorumlu olacak Ogilvy İstanbul, Atasun Optik’e sosyal medya iletişim hizmetinin yanı sıra dijital pazarlama iletişimi kapsamında stratejik danışmanlık da sunacak.

The post Atasun Optik sosyal medya ajansını seçti appeared first on Campaign Türkiye.

Volvo Cars, E.V.A Initiative ile kaza istatistiklerini ortaya koyarak herkes için daha güvenli arabalar üretilmesini hedefliyor.

Volvo Cars; cinsiyeti, kilosu veya vücudunun şekli nasıl olursa olsun tüm insanları korumak için 40 yılı aşkın bir süredir kaza verisi topluyor. Bu veriler markaya çok şey öğretti; kadınların bir araba kazasında yaralanması / sakatlanmasının daha olası olduğunu keşfetti. Bunun ışığında her yıl daha da güvenli arabalar ürettiler. Marka şimdi araştırma verilerini tüm otomobil sektörüyle bir videoda paylaşıyor. Bu video ile tüm üreticiler tarafından daha güvenli otomobiller üretilmesini sağlamayı hedefliyor.

Videoda paylaşılan veriler kısaca şunları kapsıyor; kazalarda genç kızların boynunun incinmesi, hamile kadınların boynunun kırılması ve yaşlı kadınların ölümcül yaralar alabileceği…

The post Volvo Cars kaza istatistiklerini sunuyor appeared first on Campaign Türkiye.

Şaşırtıcı olmayan bir şekilde böcekler yine bir Orkin kampanyasında ön planda. Böcekler sıklıkla insan boyutunda tasvir edilir;  verilmek istenen mesajı daha iyi ilettiği düşünülür. Richard Group’un yeni çalışması tamamen farklı bir yaklaşım sergiliyor.

Reklam filmleri sizi zararlılardan/böceklerden kurtulmaya yönlendirmiyor çünkü onlar zaten orada yok, gittiler. Hayat çok güzel… Herkes rahatlamış, huzurlu; tüm bunlar Orkin sayesinde.

The Richard Gruop’da Copywriter olan Dustin Ballard: ” Orkin’in aslında ne sattığı ile ilgili farklı bir düşünce yaklaşımı oluşturduk. Zararlıları kontrol etmemize gerek yok çünkü onlar burada değil. Zeminde dolaşan bir haman böceği olmadan evde olmak güzel. Yaratıcı bir roman yaklaşımıyla hiçliğin barışçıllığını gösterdik.  ” diyor.

The post Orkins: “Ev haşerelerin olmadığı yerdir”diyor appeared first on Campaign Türkiye.

Belçika’nın elektrik ve doğalgaz dağıtımından sorumlu Eandis ve Infrax şirketlerinin birleşmesinin üzerinden birkaç ay geçti. Şirketler bu süreçte kendi isimlerini kullanmaya devam ediyorlardı. Yeni web sitelerini oluşturdular, birlikte müşteri hizmetleri veriyorlar ve yeni isimleri ise el yazılı logosuyla Latince’de nehir ve akış anlamlarına gelen Fluvius oldu.

Bu doğrultuda şirket reklam filmi için BBDO ile iş birliğine gidiyor. Reklam serisi, şirketin tüketiciye enerjiyi ulaştırırken her şeyin yolunda gittiğini gösteriyor. Her an kaos yaşanabilecek yerlerde her şeyin tıkırında olduğunu vurgulayan reklam filmleri; restoran, dört yol ağzı ve spor salonunda geçiyor. 

KÜNYE:

Reklamveren: Fluvius

Reklam Ajansı: BBDO Belçika

Prodüksiyon Şirketi: Hamlet

Yönetmen: Wolfberg

The post Fluvius ‘her şey yolunda’ mesajı veriyor appeared first on Campaign Türkiye.

Diken’in kurucusu Harun Simavi, Diken’in beş yılda kaydettiği ilerlemeyi ve gelecek planlarını anlattı.

Diken’in kurucusu Harun Simavi, taşıdığı soyadın mesleğine başlarken onu nasıl etkilediğini, gazeteciliğin genel anlamda getirdiği zorlukları ve diken.com.tr’ye gelecek olan yenilikleri bizimle paylaştı. 

Necla Eylül Durukan diken.com.tr hayata geçeli beş yıl oldu. Ne hayal etmiştiniz ve bugün neredesiniz?

Harun Simavi Hayal ettiğim şey gerçek anlamda gazetecilik yapmaktı. İstedim ki çocuklar üniversiteden mezun oldukları zaman veya mevcut gazeteciler, ‘Biz Diken’de gazetecilik yapmak istiyoruz’ desinler. Ben büyürken o zamanlar Hürriyet vardı, her gazetecinin rüyası bir zamanlar Hürriyet’te gazetecilik yapmaktı. Galiba bunu biraz becerdik de; her gün 15-20 tane iş başvurusu geliyor. Gençlerin çoğu ‘Biz Diken’de staj / gazetecilik yapmak istiyoruz’ diyor. Bunu görünce de amacıma çok yaklaştığımı görüyorum. Aynı zamanda bir de güven vermek isterim okurlara. Yani ‘Diken yazmıyorsa doğru değildir’ fikrini aşılamaya çalıştım. Bunda da bir miktar başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü kendim dahil Diken’de okuyorum. Sabah kalktığım zaman Türkiye’de ne olmuş diye Diken’e bakıyorum. Bütün gazeteleri okuyorum, ama Diken’de okumadıysam gerçekten güvenmiyorum. Bunu başarmak için çok emek harcadık, alın teri döktük ama beş sene sonunda bunu yapabildiğimizi düşünüyorum.

Necla Eylül Durukan Gazeteci bir aileden geliyorsunuz, gazetenin kurucusu ve sonrasındaki yayıncılarıyla soyadı ilişkiniz var. Simavi soyadını devam ettiriyor olmak size ayrıca bir sorumluluk yükledi mi?

Harun Simavi Sorumluluktan ziyade zorlukları oldu. Gazeteci olmak aklımda hiçbir zaman yoktu. Yurt dışından Türkiye’ye dönünce içimdeki uyuyan genler aktive oldu. Gazetecilik yapmak istiyorum dedim ve Vatan Gazetesi’nde çalışmaya başladım. Çok zor oldu çünkü Simavi olunca beklentiler, normal beklentilerin iki üç katı oluyor: “Sen gazeteci bir aileden geliyorsun, bunu biliyor olman lazım, bunu yapıyor olman lazım.” gibi hep üzerimde baskılar oldu. Baskının zorlukları da oldu ama çok kısa zamanda çok mesafe kat etmemi sağladı. Onun dışında soyadımla gurur duyuyorum, dördüncü kuşak gazeteciyim. Şu an Türkiye’de dördüncü kuşak başka bir gazeteci olduğunu düşünmüyorum. Aileme sorarsanız onlar bana göre daha çekinceli yaklaşıyor: “Değer mi aldığın bu risklere? Şimdi işler çok farklı.” diyorlar. Ben değeceğini düşünüyorum, zamanında herkes birtakım riskler aldı, ben de bugün bu riskleri alıyorum ve gurur duyuyorum yaptığım işten.

Necla Eylül Durukan Türkiye’de yayıncılık yapmak her zaman riskliydi, dönem dönem her yayınevi için yanında ya da karşısında olmak gibi bir temel problem hep çıkmıştır. Siz ne gibi zorluklarla karşılaştınız bu beş yılda?

Harun Simavi Evet Türkiye’de her dönemin kendine özgü zorlukları var, hiçbir zaman kolay olmadı. Siyasi zorlukların dışında bir de ekonomik zorluklar var yayıncılıkta. Her zaman bir reklam kaybetme korkusu veya iktidarı kızdırma, küstürme korkusu… Bunlar hep vardı. Bugün de devam ediyor. Siyasi açıdan bakarsak ben gazetecilik yapıyorum. Gerçekten amacım muhalefet olmak değil, haber neyse onu duyurmak. Bugünkü şartlarda maalesef bunu yapıyor olmak, konjonktür olarak muhalif olmayı gerektiriyor. Yani doğruyu söylemek, muhalif olmak demek. Ama kesinlikle,  amacım bu değil çünkü iktidarlar değişir. Bugün AKP iktidarda, yarın CHP olur öbür gün bambaşka bir parti olur yani ben iktidar değişti diye çantamı kapatıp gitmeyeceğim. Benim amacım her zaman yaptığım mesleği sürdürebilmek. Bir gazeteci olarak benim görevim her zaman doğru soruyu sormak ve eleştirmek. Bunu yaparken işin finansal kısmı da var. Çünkü Türkiye’de siyasi güçler kızdığı gibi, finansal güçler de kızabiliyor. Haklarında çıkan haberlerden memnun olmadıklarında reklam çekebiliyorlar, hiç reklam vermeyebiliyorlar. Bunlar çok büyük zorluklar, ama bunda da hiç geri adım atmadan gazetecilik yaptığımızı ve kimseye düşman olmadığımızı göstermeye çalıştık. ‘Siz de gazete okumak istiyorsanız, bize de bir şekilde gösterin bunun bir gazete olduğunu, bir propaganda aleti olmadığını… Siz de bize reklam vermekten kaçınmayarak bunu destekleyebilirsiniz.’ Bu engeli aşmak uzun sürdü ama bunu da başardık. Gösterdik ki biz göründüğü gibi muhalif değiliz. Reklamveren de yavaş yavaş bunu anlamış durumda.

Necla Eylül Durukan Geçmişte bu işin metrik ölçütü tirajdı, şimdi ise dijitaldeki rakamlar ile çok daha rasyonel veriler elde edebiliyorsunuz. Bu konudaki algı reklamverende yeteri kadar oluştu mu? Bu mecra nasıl ayakta duruyor?

Harun Simavi Bence buradaki problem şu; basılı zamanından kalan bazı alışkanlıklar var ve bana sorarsanız Türkiye’de hala artık geçerli olmayan bazı kurallar var. Mesela bir gazete çok okunuyorsa o çok reklam almayı hak ediyor gibi veya bunu dijital mecraya uyarladığımızda, en çok tıklanma oranına sahip gazete veya site en iyi reklam mecrası olarak görülmesi gibi. Buna katılmıyorum çünkü bu çok ölçülebilir bir şey. Diken’i veya başka herhangi bir gazeteyi okuyan kitlenin ne olduğu, kim olduğu, neden hoşlandığı, ekonomik gücünün ne olduğu, eğilimleri, bunların hepsi ölçülebilir. Ben eskisi kadar en iyi tıklanma oranına sahip olanın en iyi reklam mecrası olduğuna inanmıyorum. Diken’i göz önünde bulundurduğum zaman, reklamveren açısından son derece iyi bir kitleye sahip. İyi okumuş, para harcayan, gelir seviyesi yüksek… Dolayısıyla reklam verildiği zaman karşılık alınabilecek bir mecrayız. Bu nedenle şöyle bir problem yaşıyoruz: Reklamverenle bizim aramızdaki mecralar; yani ajanslar, medya dağıtım şirketleri, medya planlama şirketleri…
Bu özellikleri reklamverene çok iyi yansıtmıyorlar. ‘A mecranın tıklanma oranı, B mecrası kadar yüksek değil fakat alım potansiyeli çok daha yüksek, buranın müşterisi daha fazla geri dönüş yapıyor’ gibi… Gerçekten beş yıl öncesiyle karşılaştırdığımız zaman oraya geliyoruz yavaş yavaş. Niteliğin daha önemli olduğunu reklamveren de anlamaya başladı. Umarım ajanslar da bu konuda daha çok yardımcı olurlar.

Necla Eylül Durukan Diken bundan sonra hayatına ne şekilde devam edecek? Birtakım genişlemeler, farklı yayın politikaları veya yan mecralar olacak mı?

Harun Simavi Bundan sonrasında içeriğimizi zenginleştirmek istiyoruz özellikle. İlk hedefimiz özel içeriğimizi artırmak; özel haber, özel dosya… Bizim için ilk önce kalite önemli; haberimizin kalitesini yükseltebildiğimiz noktaya kadar yükseltmek. İkincisi İngilizce Diken yapmak istiyoruz, yurt dışından da referans olmak istiyoruz. Türkiye’de haber ve güven konusunda referans olduğumuza inanıyorum. Yurt dışından da Türkiye hakkında bilgi almak istendiği zaman ilk bakılan yerlerden biri olmayı hedefliyoruz. Zamana ayak uydurmak istiyoruz, video haberciliğine girmek istiyoruz. Fakat yaptığımız her işi çok iyi yapmayı seviyoruz yani bizde video var demek için bu işe girmek istemiyoruz. Yaptığımız zaman gerçekten dört dörtlük bir video içeriği hazırlamak istiyoruz. 

Biraz da içeriği genişletmek istiyoruz. %95 siyaset var Diken’de, bunu biraz hafifletmek istiyoruz. Bu sene özellikle kültür ve sanat konseptlerini dahil ettik. Sanata çok ağırlık veriyoruz, çok önemsiyoruz. Türkiye’nin sanat dünyasının nabzının atacağı bir mecra haline gelmek istiyoruz. Gerek çağdaş sanat olsun, gerek tiyatro olsun, müzik olsun, sinema olsun eleştiri yapmak ve tavsiye vermek istiyoruz. Türkiye’nin kültür sanat ajandasında ne olup ne bitiyor bunu vermek istiyoruz. Bu bizim şu anda kalkındırmaya ve zenginleştirmeye çalıştığımız en önemli projelerimizden bir tanesi. Bundan sonra sağlık gibi her mecrada olan konulara da girmeyi düşünüyoruz ama şu an önceliğimiz kültür sanat.

Necla Eylül Durukan Okuyucularınıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Harun Simavi Beşinci yılımızı kutlarken bir yazı yazdım ve o yazının sonunda bundan sonra okurların da desteğine ihtiyacımız olduğunu söyledim. Bunu söylerken aklımda herhangi özel bir vurgu yoktu fakat o kadar çok telefon, mail, mesaj, Twitter’dan mesaj geldi ki okurun da Diken’i yaşatmak istediğini gördüm. Çorbada tuzu olsun istiyorlar, dolayısıyla tahmin ediyorum ki bu sene içinde okurlardan destek alacağımız, Diken’i daha iyi yapmak için onlardan yardım alacağımız bir sistem kurmayı düşünüyoruz. Aynı Guardian’da olduğu gibi, özgür ve bağımsız gazeteciliği desteklemek amaçlı. ‘Diken’i çok seviyorsanız ve daha iyisini istiyorsanız size daha iyisini sunmamız için bu işe beraber yapalım, siz de bizi destekleyin.’ Böyle bir kampanya başlatmayı düşünüyoruz, şu an onun altyapısı üzerinde çalışıyoruz. Diken’i daha güçlü kılabilmek için, okurun hem maddi hem manevi olarak verebileceği her türlü desteğe açığız. Çünkü okur olmazsa Diken zaten yok, dolayısıyla biz okurlarla beraber varız. Hep beraber Diken’i daha iyi yerlere taşıyacağımızı düşünüyorum. 

Necla Eylül Durukan Bazı elektronik mecraların paralı hale geldiği birtakım uygulamalar var. Böyle bir uygulama düşünüyor musunuz?

Harun Simavi Hayır biz paid content düşünmüyoruz. Amacımız haberimizi mümkün olduğunca çok insana duyurmak. Böyle bir şey düşünmüyoruz ama Guardian modelinde olduğu gibi okuyucu desteği üzerine yoğunlaşacağız. ‘Bu haberi beğendiniz, bunun gibi daha fazla haber okumak isterseniz ayda cüzi bir ücret karşılığında bize destek olur musunuz?’ Bizim modelimiz bu olacak, ürettiğimiz haberi kesinlikle okurumuza ücretsiz bir şekilde ulaştırmak istiyoruz.

Bir şeyi de unutmamak gerekiyor; Türkiye’de yanlış bir algı var. Haber ucuz bir ürün gibi algılanıyor. Ana akım tarafından bedava dağıtılıyor olabilir, bizim gibi butik yayınlar tarafından da bedava dağıtılıyor olabilir ancak çok pahalı bir ürün. Bir haberin üretimi inanılmaz pahalı. Okuduğunuz her haberin bir maliyeti var. Okura biz bunu anlatmaya çalışacağız. Bu haberler bize gökten yağmıyor, biz bunları yapıyoruz, üretiyoruz; birileri bir yerlere gidiyor ve bunun da bir maliyeti oluyor. Bu maliyeti okura yansıtmak değil derdimiz, ama okura burada bir emek olduğunu ve bir miktar da olsa maddi kaynak harcandığını göstermek gerekiyor.

Sedat Simavi’den başlayan yayıncılık geleneğini devam ettirerek diken.com.tr’yi kuran Harun Simavi’ye kadar ailenin yayıncılık geçmişini bir araya getirdik. 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 86. sayısında yayımlandı.

The post Harun Simavi: “Gazetecilikte doğruyu söylemek, muhalif olmak demek” appeared first on Campaign Türkiye.

Dietz & Watson, markanın hoagies ürünü konusunda ne kadar ciddi olduğunu vurgulayan bir reklam filmi yayınladı. Filmde komedyen Craig Robinson oynuyor. Craig Robinson en sevdiği yiyeceğe ve onları getirenlere övgüde bulunuyor.

Diğer filmde ise Craig Robinson sipariş ettiği Dietz & Watson ürünü favori yiyeceği ile konuşuyor. Craig Robinson klavyesiyle duygusal melodiler oluşturuyor ve “HOAGIE” Harflerini içeren bir şarkı söylüyor.

Künye:

Reklamveren: Dietz & Watson

Ajans: Red Tettemer O’Connell + Partners (RTO+P)

Başkan ve CCO: Steve Red

Yönetmen: Neal Brennan

The post Dietz & Watson Craig Robinson ile ciddiyetini gösteriyor appeared first on Campaign Türkiye.

New Holland TR5 Electro Command serisinin tanıtım filminde traktörün ne ifade ettiği çiftçiler ve yakınlarının ağzından anlatılıyor.

Tamamen Türk traktör fabrikalarında üretilen ve otomatik sürüş konforuna sahip olan New Holland TR5 Electro Command, reklamda aracın gücünü, dayanıklılığını, seri oluşunu, sağlamlığını, kullanıcı konforuna verdiği önemi ve güven veriyor olmasını vurguluyor. Traktör kullanıcılarının traktörden ne beklediklerine detaylı bir şekilde yer veriliyor.

Künye

Reklamveren: New Holland

Reklamveren Yetkilileri: Orçun Bakacak, Alper Bozkurt, Alp Öztunalı

Reklam Ajansı: Rhino Runner

Prodüksiyon: Rhino Runner

Yönetici Yaratıcı Yönetmen: Ferhat Mısırlı

Yönetmen: Kutay Soysal

Prodüksiyon Amiri: Ahmet Kantar

Yaratıcı Ekip: Göktül Bilirgen, Yağız Özen, Nurdan Babacan, Tolga Yıldırım, Ekrem Edalı

Müşteri İlişkileri: Emre Günay

New Holland Agriculture’ın Babalar Günü‘ne özel videosu yayınlandı.

The post New Holland çiftçilerin konforunu düşünüyor appeared first on Campaign Türkiye.

Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği (DPİD)’in her yıl düzenlediği Doğrudan Pazarlama Ödülleri’nin on birincisinde sona yaklaşıldı.

19 Mart’ta DPİD üyelerinden Ceo Event’in ev sahipliğinde Fatih Türe (Elli5 Event) başkanlığı ve modetarörlüğünde “Genç Jüri”, 20 Mart’ta ise Hilton İstanbul Bosphorus’da Kenan Yaşar Şeki’nin (CEO Event) başkanlığında toplanan Ana Jüri; kısa listeye kalan projeleri değerlendirdi. 11. Doğrudan Pazarlama Ödülleri, 9 Nisan’da Dada Salon Kabarett’de düzenlenecek ödül töreniyle sahiplerini bulacak.

Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği’nin (DPİD) her yıl düzenlediği Doğrudan Pazarlama Ödülleri’nde jüri üyeleri değerlendirmelerini yaptı. Bu yıl 11. kez verilecek ödüllerin Ana Jüri başkanlığını Ceo Event’ten Kenan Yaşar Şeki üstlendi. 30 yaşın altında ve DPİD üyesi ajans çalışanlarından oluşan bir ‘Genç Jüri’ de, Ana Jüri’ye değerlendirmede katkı sağladı. 19 Mart’ta DPİD ofisinde Elli5 Event Fatih Türe başkanlığı ve moderatörlüğünde toplanan Genç Jüri’nin ardından Ana Jüri de 20 Mart’ta Hilton İstanbul Bosphorus’ta bir araya gelerek online oylama sonucunda kısa listeye kalan doğrudan pazarlama projelerini değerlendirdi.

11. Doğrudan Pazarlama Ödülleri’nin Ana Jüri üyeleri:

Jüri Başkanı: Kenan Yaşar Şeki (Ceo Event)

Melis Onat (Geometry), Zuhal Gezer Demirci (Kayra Grup), Fatih Türe (Elli5 Event), Çağrı Alıcı (Big’n Bold), Bülent Garip (Kırmızı Fikirler), Seda Mızraklı Ferik (Krea Mice), Ozan Eyidoğan (Red Bull), Bora Aksoylu (Coca Cola), İlker Akar (dsm group), Feza Turunçoğlu (Vestel), Elgiz Yılmaz (Galatasaray Üniversitesi), Gresi Sanje (Bilgi Üniversitesi), İpek Tan Çelebi (Bilgi Üniversitesi), Bülent Fidan (BrandMap), Ferruh Altun (Marketing Türkiye), Haluk Kasarcı (MediaCat)

İletişim sektörünün genç yetenekleri de değerlendirdi

Değerlendirmeleri yapan ana jürinin yanı sıra Genç Jüri üyelerinin seçimlerinin de elenme sürecinde bir yüzdesi bulunuyor. Böylece iletişim sektörünün genç yetenekleri de söz sahibi olabilecek. Ayrıca Genç Jüri ödülü adı altında kısa listeye kalan projeler arasından kategori ayırmaksızın en beğendikleri projelere birincilik, ikincilik ve üçüncülük ödülü verecekler.

Doğrudan Pazarlama Ödülleri’nin Genç Jüri ekibi:

Jüri Başkanı/ Moderatör: Fatih Türe (Elli5 Event)

Denizhan Demirhan (Geometry), Batuhan Şeker (Standby), Merve Sarıhan (Directcomm), Furkan Tefe (Akampüs), Özde Öztürk (bluechip), Hamza Uysal (Lobby Phygital), Feyza Aygün (Big’n Bold), Burak Eres (Youth Republic), Onur Serindere (Elli5 Event), Rabia Çelik (Kayra Grup), Selin İba (HRT Event), Ali Kemal Kayış (Engin Group), Arçi Moldovan (BED)

The post 11. Doğrudan Pazarlama Ödülleri sona yaklaşıyor appeared first on Campaign Türkiye.

Muratbey inovatif bir çalışma yaptı. Yıldız Teknik Üniversitesi  Yıldız Teknopark iş birliği ile geliştirilen mobil oyunun ismi Misto Game; çocuklarda problem çözme yetisini geliştirmeyi amaç ediniyor. Alanında uzman akademisyenler tarafından hazırlanan Misto Game; yalnızca çocuklar değil, yetişkinler tarafından da severek oynanacak.

Misto Game oyuncunun önüne farklı seviyelerde farklı zorluklar getirerek  zekasını geliştiriyor. Böylece, çoklu zeka gelişimine katkı sağlıyor. Hızlı düşünme ve stratejik karar verme yetisini arttırıyor. Pedagojik açıdan da desteklenerek geliştirilen Misto Game, Türkçe, İngilizce, Almanca, Arapça ve Flemenkçe dil seçeneğiyle App Store ve Google Play’den ücretsiz indirilebiliyor.

Muratbey daha önce çocukların zeka gelişimini desteklemek için okullarda Türk zeka ve strateji oyunu Mangala turnuvası düzenlemişti.

The post Muratbey mobil zeka oyunu yayınladı appeared first on Campaign Türkiye.

Canon Eurasia Bölgesi B2B Uzman Satış & Pazarlama Müdürü görevini, Bayi ve Distribütör Kanalı Satış Müdürü Korhan Özuslu üstlenecek.

Görüntüleme teknolojileri markası Canon, Eurasia Bölgesi’ndeki yapılanmasında görev değişikliklerine devam ediyor. Bu bağlamda Özuslu, markanın Eurasia Bölgesi B2B Uzman Satış & Pazarlama Müdürü görevini üstelenecek.

Korhan Özuslu, 2002’de Işık Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Profesyonel iş hayatına 2005 yılında başlayan Özuslu, kariyeri boyunca Beko, Arçelik gibi sektöründe öncü firmalarda farklı satış ve pazarlama pozisyonlarında çalıştı. Özuslu, 2011 yılından bu yana Canon Eurasia Bölgesi’ndeki çalışmalaranı sürdürüyor.

The post Canon Eurasia Bölgesi’nde üst düzey atama appeared first on Campaign Türkiye.

Reklamda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu, reklamları zararlı kalıp yargılar içeren temsillerden arındırmak ve toplumsal dönüşüme katkıda bulunma misyonuyla 28 Mart’ta yalnızca Campaign Türkiye tarafından takip edilen bir ‘Arama Konferansı’ gerçekleştiriyor.

RVD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Pura; RVD’nin toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki adımlarının, Dünya Reklamverenler Federasyonu (WFA) tarafından belirlenen 3 pilot ülkeden (Türkiye, Brezilya ve Güney Afrika Cumhuriyeti) birindeki en etkili uygulama olarak dünyaya örnek olduğunu belirtiyor. Bu hareketin başarılı olmasındaki ana faktörün reklam ajansları ve reklamverenlerin uyumlu bir şekilde çalışması olacağını söylüyor. Bu projenin paylaşılması ve hedeflerin belirlenmesi amacıyla 28 Mart’ta tüm tarafların bir araya geldiği bir arama konferansı düzenleniyor.

The post Reklamda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu toplandı appeared first on Campaign Türkiye.

Kondom markası Tulipan iki kişi ile açılabilen özel bir ürün kutusu üretti ve bir kampanya filmiyle sundu. Ürün kutusunun ismi “Consent pack”  kutu özel tasarımı sayesinde 4 el ile dokunmadan açılmıyor. Tulipan her zaman güvenli hazdan bahsetti fakat şimdi her iki kişinin de “onay” vermesi gerektiğinden bahsediyor. Hazzın yalnızca iki kişi de istediğinde mümkün olduğunu ve ilişkilerde saygının önemini vurguluyor. Böylece, yeni tasarımla da düşüncesini destekliyor. Kısıtlı sayıda ürün Buenos Aires’te barlarda ücretsiz olarak dağıtılıyor.

Künye:

Reklamveren: Tulipan

Kampanya: Consent Pack

Ajans: BBDO Argentina

Yönetmen: Martin Levi

Müzik: TDL

The post Tulipan ilişkilerde saygının önemini vurguluyor appeared first on Campaign Türkiye.

McDonald’s menülerinin bilinirliğini kanıtlamak için Big Mac, Happy Meal ve patateslerinin buğulu fotoğraflarından ayrı ayrı panolar yaptı. Panoların ismi de iddialarını açıklar nitelikte: “Say no more.” (fazla söze ne hacet).

Künye

Reklamveren: McDonald’s

Ajans: TBWA\San Juan

McDonald’s’tan bir ilk: Stalker Fırsatlar

The post McDonald’s fazla söze ne hacet diyor appeared first on Campaign Türkiye.

Tommy Hilfiger Mercedes Benz Kapsül Koleksiyonu, ikilinin uzun yıllar sürecek stratejik iş birliği üzerine inşa ediliyor.

İş birliği kapsamında ilk Mercedes Benz koleksiyonunu sunan Tommy Hilfiger’ın bu koleksiyonunda tasarımlar; tasarımcının klasik Amerikan spor giyim geçmişini Mercedes Formula One® takımının yenilikçi teknik uzmanlığıyla bir araya getiriyor.

Chino, bomber ceket ve jean pantolon gibi klasik stiller, her mevsime uygun ve kırışmayan iplikler gibi işlevsel unsurlarla geliştirilerek kırmızı, beyaz ve lacivert renk paleti ve gri-siyah detaylarla sunuluyor. Tommy Hilfiger’ın imza çizgisi; metal fermuar uçlarında, küçük biye detaylarında ve kapüşon astarında yer alarak minimal bir yaklaşımla yeniden yorumlanırken mavi astarlar, klasik dış giyim parçalarına alışılmışın dışında bir dokunuş katıyor. Koleksiyon, modern Tommy erkek giyimi için sade ve sofistike bir stil sunuyor.

Tommy Hilfiger Mercedes Benz iş birliği ile hazırlanan koleksiyona 1 Nisan’dan itibaren Tommy Hilfiger mağazalarında ulaşmak mümkün.

Tommy Hilfiger marka elçilerini seçti.

The post Tommy Hilfiger Mercedes Benz iş birliği appeared first on Campaign Türkiye.

Coca-Cola Suudi Arabistan’daki çalışmasıyla kadınların yanında olduğunu gösteriyor.

Coca-Cola erkeklerin, kadınların genel olarak futboldan anlamadığıyla ilgili ön yargılarını yıkmayı hedefliyor ve kadınların bu alanda da erkeklerle eşit olduğunu kanıtlıyor.

Günümüzde bazı markalar cinsiyet eşitliği üzerine reklam kampanyaları yayınlayarak bu konuda hassasiyet uyandırmaya başladı. Coca Cola’nın son reklamı da toplumun cinsiyetlerle ilgili sahip olduğu bakış açılarını değiştirmeye çabalıyor. J.Walter Thompson, Dubai imzalı kampanyada, 2019 AFC Asya Kupası‘ndaki Suudi Arabistan – Japonya karşılaşmasını canlı anlatımı gerçekleşiyor. Coca-Cola futbola sadece erkeklerin hakim olmadığını gösteriyor.

Kampanya için belirlenen isim; kadınların kafasında en çok soru işaretine sebep olan ‘ofsayt’ terimi oluyor. Coca-Cola bir stüdyo hazırlıyor ve kadınlar canlı yayında ofsaytı konuşuyor. Canlı yayında görev alanların kadın olması ve

Hazırlanan programın sunusundan yorumcusuna kadar herkesin kadın olması ve her yayında farklı futbol konularının ele alınıp incelenmesi tüm kadınlara güven verir nitelikte. Bu yayınlardan biriyse Japonya – Suudi Arabistan futbol maçıydı. Tüm maç boyu Coca-Cola stüdyosundan yapılan canlı yayın yorumları, 5 farklı platform üzerinden milyonlarca kişi tarafından takip edildi. Sosyal medyadan birçok kadından gelen cevap ise bu durumun onları gururlandırdığı yönünde oldu. Böylece geleneksel cinsiyet rollerinin sınırları bir nebze de olsa kalkmış oldu.

Künye

Reklamveren: Coca-Cola
Reklam Ajansı: J. Walter Thompson, Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri
Yaratıcı Yönetmenler: Paul Banham, Tytus Klepacz, Alaa Demackie
Reklam Yazarı: Alex Murray

The post Coca-Cola kadınların futboldan anladığını kanıtlıyor appeared first on Campaign Türkiye.

In the Company of Huskies reklam ajansı, Allianz İrlanda için ‘We Cover Courage’ isimli bir kampanya yarattı.

1 dakikalık kampanya 1966’da İrlanda Eğitim Bakanı Donogh O’Malley, hükümetin bilgisi olmadan hareket ederek ücretsiz ortaokul eğitimini duyurduğu o cesur anı yeniden canlandırıyor.

Ajans, bakanın konuşmasının tamamına onun oğlu olan aktör Daragh O’Malley’in yardımıyla ulaştı.

Bu, İrlanda tarihinde dönüm noktası yaratmış büyük cesaret gerektiren bir hareket; toplumsal hareket ve kültürel değişimde önemli sonuçlara sebep oldu. Ücretsiz eğitim şu an İrlanda sistemine tamamen yerleşti. 1960’larda 17000 civarı çocuk ilkokuldan sonra okulu bırakıyordu. Bugün nüfusun %90’ından fazlası final sınavlarına giriyor ve İrlanda AB’de en yüksek ikinci seviye bitirme derecelerine sahip.

O’Malley’s’in bakış açısına göre, ücretsiz ortaokul eğitimi insani bir haktı. Konuşma şöyle başlıyor: “Her yıl 17000 çocuk ilkokulu bitiriyor ve eğitimine devam etmiyor. Fakat eğitim seviyenizi büyük ölçüde yukarı çeker, zenginlik ve güçten daha yüce, köklerinizin ne olduğundan daha önemlidir.”

Künye

Reklamveren: Allianz Ireland

Pazarlama İletişimi Yöneticisi: Joseph Campbell, Niamh Ryan

Yaratıcı Ajans: In the Company of Huskies

Yaratıcı Yönetmen: Damian Hanley

Sanat Yönetmeni: Damian Hanley, Nick Kelly.

Reklam Yazarı: Greg McLoughlin

İşletme Direktörü: Sarah Deeny

Müşteri Yöneticisi: Kritika Verma

Kıdemli Müşteri Yöneticisi: Cillian McSweeney

Ajans Yapımcısı: Brian Daly

Kıdemli Tasarımcı: Nicole McMahon

Dijital Strateji: David Hayes

Sosyal Medya Yöneticisi: Thomas Ryan

Prodüksiyon Şirketi: Pull The Trigger

Yönetmen: Richie Smith

Yönetici Yapımcı: Maxine Brady

Yapımcı: Grainne Tiernan

Post Prodüksiyon: Screenscene

Editör: Juniper Calder

Ses: Will Farrell

Müzik: Denis Kielty

Fotoğraf: Neil MacDougald Photography

The post Allianz İrlanda cesaret aşılıyor appeared first on Campaign Türkiye.

Budweiser, Jackie Robinson Vakfı iş birliği sonucu hazırlanan, Spike Lee‘nin yönetmenliğini üstlendiği kampanya ile Jackie Robinson‘ın 100. yaşı kutlanıyor.

Jackie Robinson ırkçılık yaklaşımlarını yıkarak Major League Baseball tarihinde oynayan ilk profesyonel Afrika kökenli Amerikalı oyuncu oldu. 1997 yılında, Jackie’nin Major League Baseball tarihindeki renk bariyerini kırmasının 50. yılı tüm Major League Baseball takımlarınca kutlanmış, ABD Postanesi Robinson’u bir hatıra posta pulu yaparak onurlandırmıştı.

Budweiser ve Jackie Robinson Vakfı, Jackie Robinson’ın hayatının ve mirasının Amerikan tarihi içindeki değerinin uzun yıllar boyunca hatırlanmasından emin olmak istiyor. Bu bağlamda hazırlanan kampanya 1919’da doğan, oyunu ve kültürel ortamı değiştiren Jackie Robinson 100. doğum gününü işaret ediyor.

“Impact”, Spike Lee’nin yönettiği ve Robinson’un kızı Sharon Robinson tarafından anlatılan üç dakikalık bir video olarak karşımıza çıkıyor. Reklam filmi beyzbol liginin açılış gününde 60 saniyelik bir yayın ile ulusal kanallarda gösterilecek. Kampanya Robinson ile beyzbolun renk bariyerini kırdığı anı ön plana çıkaracak. Kampanya New York’ta bulunan Jackie Robinson Müzesi için gelir sağlayacak özel tasarımlı Budweiser şişelerini de içeriyor. Çalışmanın imzası ise Dentsu ABD‘ye ait.

KÜNYE

Reklamveren: Budweiser

Reklam Ajansı: Dentsu ABD

Yönetmen: Spike Lee

Prodüksiyon Şirketi: Taking Over & 40 Acres

Budweiser kendini modern yaşama uyarlıyor.

The post Budweiser Jackie Robinson’ın 100. yaşını kutluyor appeared first on Campaign Türkiye.

Sue Unerman başlayan ödül sezonu için yeni bir kategori sunuyor ve “Ümitsiz olduğumuz zamanlarda belki de ihtiyacımız olan şey budur.” diyor.

Campaign, Marketing Society, Thinkbox, Outdoor Media, Festival of Media ve daha fazlası için ödül sezonu açılmış durumda.

Her parlak fikrin düzgün açıklandığından emin olmak için muazzam bir çaba gösterilecek ve sonuçların mümkün olduğu kadar iyi gözükmesi için iyice parlatılacak. En iyi çalışmanızı vurgulamak önemlidir, böylece medya ve pazarlama alanlarındaki en iyi kişilerden oluşan jüri tarafından değerlendirilebilir.

Tabii ki etkililik kuralları, müşteri içgörüsü hakkında iyi bir hikaye ve verinin kullanılması işin öne çıkmasına yardımcı olur. Gerçekleştiği iddia edilen her şeyin gerçekten meydana geldiğinden emin olmak için çok katı kurallar mevcut. Bu doğru bir şey.

Fakat ya gerçeklik sadece isteğe bağlı ise? Bu ödüller için başka bir kategori önermek isterim: Keşke. Bu kategoride çalışmanın gerçekten yapılmış olmasına gerek yok. Keşke risk alınabilecek yeterince arzu olsaydı ve/veya bütçe kısılmasaydı, o işin yürütülmesi güzel bir fikir olabilirdi.

Ödül, sadece mantığın ne kadar güçlü olduğu üzerinden değerlendirilirdi. Muhteşem ancak yararlanılmamış tüketici içgörüsü ses getiren bir başlangıç yaptırabilirdi. Uygulama, daha önce hiç yapılmamış (ama teknik olarak mümkün) ve yenilikçi olmalı.

Jüriler acı gerçeklerden uzak kalırlar, eğlendirilmeyi ve şaşırtılmayı beklerlerdi. Bu biraz steroidlerle yapılan Olimpiyat fikrine benziyor. Jeremy Clarkson bir zamanlar şöyle yazmıştı: “Kendimi, bir zamanlar Rusya’nın kablolu TV’de herhangi bir şeyin gerçekleştiği alternatif bir Olimpiyat Oyunları’nın düzenlenmesine tepki gösterdiğini umut ederken buldum.”

Taşlı hurdling, içkili kayak ve haplarla 400m bunların hepsi Clarkson’un hayal gücünün bir parçasıydı. Rus Alexander Zubkov’a (bobsledding yarışçısı), dopingden iki yıl yasak geldiğinde, bobsledding’i bir de sersemlemiş bir şekilde deneyebilirdi. Bu – bir uzman olarak bakmadığınızda – nispeten daha ilgi çekici bir hale gelmez miydi?

Kesinlikle herhangi bir uyuşturucuyla ilgili bir ödül yazısı girmeyi savunmam. Fakat görüyorum ki düşünenlerin gerçeklikten kaçmasına izin vermek, bazı ilginç (ekonomik belirsizlik veya yaratıcı olmayan satış yöntemleri tarafından bastırılmış) fikirlerin rahatça ortaya çıkmasına yol açabilir.

MediaCom’da uzun yıllar boyunca yıllık olarak şirket içinde eğitim projemiz oldu. Biraz bu “farz edelim ki” fikri gibi işliyordu. Ajanstaki herkes ve medya sahibi temsilciler, bir brief için sanal bir iş yapıyor. Bu brief’in bir parçası da sınırları zorlamak, belki de günlük iş olarak herkesin yapabileceğinden daha fazlası… “Şöyle olursa ne olur?” diye düşünmekten her zaman keyif alırım ve bu yıllık olarak yapılan yarıştan çok şey öğrenirim.

Yani ‘Farz edelim ki’ ödülleri eğlenceli ve bir yandan da anlamsız olabilirdi. Ancak bunlardan çok şey öğrenme ihtimalimiz de olabilirdi.

MediaCom Dönüşüm Yöneticisi

Sue Unerman

The post ‘Farz edelim ki’ ödüllerine hoş geldiniz appeared first on Campaign Türkiye.

 Corona, oyuncu ve yönetmen Gael García Bernal’ın kamera karşısına geçtiği stop-motion reklam filmiyle tarihini gözler önüne seriyor.

Meksikalı bira markası Corona, Altın Küre ödüllü Gael Garcia Bernal’ın anlatımıyla hazırlanan destansı bir stop-motion animasyon filmi ile tarihini kutluyor. Observatory tarafından yaratılan reklam filmi, Meksika Devrimi’nden kısa bir süre sonra, 1925’te kuruluşundan bu yana, Corona’nın Meksikalılar’la olan köklü ilişkisini anlatıyor. Reklam filmi Meksika sinemasının altın çağını anlatıyor, ülkenin yaşadığı ekonomik krizi ve şu anki Meksikalılar’ın engelleri fırsata çevirmeyi, fiziksel ve zihinsel engelleri aşmayı nasıl öğrendiklerini gösteriyor.

İlhamını ünlü Meksikalı sürrealist sanatçı Pedro Friedeberg’in hayali evreninden alan reklam filmi, el yapımı setler ve figürlerden oluşuyor. Müzik ise Bridget Samuels tarafından yazıldı ve Londra’da elliden fazla müzisyen tarafından yorumlandı. Observatory’nin yaratıcı baş sorumlusu Todd Hunter, “Corona’nın hikayesi Meksika halkının ruhunu yansıtan bir hikaye. Meksika’nın tarihinden ve sanatından esinlenerek stop-motion animasyon filmini hayata geçirdik.”  dedi.

Marka direktörü Clarissa Pantoja ise, bira markasının etiketine vurgu yaparak: “‘La Mas Fina’ kalite ve işçilik demektir. Kampanyamızda yaptığımız her şey biramızla aynı işçiliği yansıtmak zorundaydı.”  ifadesinde bulundu.

Künye 

Reklamveren: Corona

Reklam ajansı: Observatory

Prodüksiyon şirketi: Nexus Studios

Yönetmen: Nicolas Ménard

Post Prodüksiyon: Freefolk

Müzik: Bridget Samuels

The post Corona tarihine kısa bir yolculuk appeared first on Campaign Türkiye.

Chicago’lular önümüzdeki hafta gerçekten moral bozucu reklamlarla karşılaşacaklar ama endişe etmelerine gerek yok. Yakında somurtkanlıkları tersine dönecek.  TBWA/Chiat/Day New York Chicago Komedi Film Festivali için bir takım parodi reklam filmleri yayınladı.

İnsanları mutluluğu ister hale getirmek için üzmek/huzursuz etmek çok mantıklı ve beklenmedik bir yaklaşım. Ancak en doğru şekilde işlenmesi gerekiyor. Reklam filmlerinin yönetmenliğini Kenny Herzog üstlenmiş müzikler ise Butter’a ait.

Çalışma aynı zamanda Chicago Komedi Film Festivali’nin kendisinden bekleneni veriyor.

Künye:
Reklamveren: Chicago Comedy Film Festival
Ajans: TBWA\Chiat\Day New York
Prodüksiyon: O Positive
Yönetmen: Kenny Herzog
Müzik ve Müzik Lisansları: Butter

The post TBWA/Chiat/Day mutluluğu istememiz için çalıştı appeared first on Campaign Türkiye.