“The Louis” adı verilen bu devasa, gemi formundaki yapı, HKRI Taikoo Hui meydanında konumlandırıldı ve üç katlı, yaklaşık 30 metre yüksekliğindeki bu özel tasarım, şehrin denizcilik mirasına ve markanın seyahat temelli tarihine saygı duruşunda bulunuyor.

Dış cephesi, LV logosuyla bezenmiş metal panellerle kaplı olan yapı, üst kısmındaki çapa motifiyle dikkat çekiyor. Ziyaretçiler, içeriye adım attıklarında “Visionary Journeys” (Vizyoner Yolculuklar) adı verilen, 1.200 metrekarelik etkileyici bir keşif alanına davet ediliyor. Ünlü mimar Shohei Shigematsu (OMA) tarafından tasarlanan bu alan, mağaza deneyimini bir sergiye dönüştürüyor.

Ziyaret rotası boyunca Louis Vuitton’un 19. yüzyılda Asnières’deki köklerinden başlayarak günümüz iş birliklerine uzanan hikayesi 10 tematik bölümde anlatılıyor. Bu deneyim kapsamında valiz tünelleri, parfüm arşivi, Formula 1 ve Olimpiyatlar için özel tasarlanmış kupa kutularının sergilendiği galeriler ve markanın bagaj ustalığına adanmış bir atölye yer alıyor.

Yolculuğun zirvesi ise, Louis Vuitton’un Şanghay’daki ilk kafesi olan “Le Café Louis Vuitton”. Yapının üst güvertesinde yer alan bu seçkin mekan, Fransız ve Çin mutfaklarını harmanlayan bir menü sunuyor. Şef Leonardo Zambrino ve pasta şefi Zoe Zhou’nun hazırladığı menüde logolu mantılar, yuzu aromalı Sezar salataları ve yaseminli tatlılar gibi yaratıcı lezzetler öne çıkıyor. Misafirlere, bu eşsiz ortamda zamanın tadını doyasıya çıkarma imkânı sunuluyor—üstelik biniş kartına gerek yok!

Şanghay’daki bu dikkat çekici yapı, daha önce Osaka ve Bangkok’ta hayata geçirilen benzer konseptlerin bir devamı niteliğinde. Önümüzdeki aylarda “The Louis” ev sahipliği yapacağı dönüşümlü sergiler ve yaz boyu sürecek etkinliklerle modern lüksün seyahatle nasıl kesiştiğini gözler önüne sermeye devam edecek.

The post Louis Vuitton’un yeni lüks mağazası Şanghay’da “demir attı” appeared first on Campaign Türkiye.

Sanatın büyük kentlere sıkışmasını önleyerek ülke geneline yayılmasını sağlamak amacıyla hayata geçirilen Arnica Art Land Sanat Çalıştayı’nın dördüncüsü Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesindeki Aizanoi Antik Kenti’nde düzenlendi. 21-28 Haziran tarihleri arasında “Kibele’den Aba Sultan’a Doğduğu Toprağa Akan Sanat” sloganıyla gerçekleştirilen çalıştaya, farklı disiplinlerden 21 sanatçı katıldı.

Her yıl Anadolu’nun farklı bir ilinde gerçekleşen ve sanatın köklerine dönüşünü simgeleyen Arnica Art Land Sanat Çalıştayı, bu yıl tarihi Aizanoi Antik Kenti’nde düzenlendi. 21-28 Haziran tarihleri arasında gerçekleşen çalıştay, MÖ 3000 yıllarına ait yerleşim izlerinin bulunduğu kentte, 21 sanatçının katılımıyla sanatı doğduğu topraklarla bir kez daha buluşturdu. Ana Tanrıça Kibele’nin adının Meter Steunene olarak bilindiği coğrafyada sanatçılar tarihin büyülü atmosferinde, resim, heykel, fotoğraf, seramik, çini, dokuma, keçe ve dijital sanat alanlarında eserlerini ortaya çıkardılar. Eserler Aizanoi Antik Kenti’nde bulunan Zeus Tapınağı’nın bahçesinde binlerce yıllık tarihle buluştu. Çalıştaya katılan 21 sanatçının eserleri 27 Haziran’da, yaklaşık bin 750 yıl önce inşa edilen ve dünyanın ilk borsa binası olarak kabul edilen tarihi yapıların da bulunduğu alanda düzenlenen sergide sanatseverlerle buluştu. Çalıştay sürecinde ortaya konan bu eserler daha sonra İstanbul ve farklı illerde de sergilenecek.  

Arnica Art Land Sanat Çalıştayı Kurucusu ve Danışma Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer’in hayata geçirdiği ve Fırat Neziroğlu’nun küratörlüğünde gerçekleşen çalıştayın bu yılki durağı Kütahya oldu. Çavdarhisar ilçesindeki Aizanoi Antik Kenti’nde, farklı disiplinlerden 21 sanatçıyı buluşturan çalıştayda sanatçılar, geçmiş ve gelecek arasında kurdukları bağı eserlerine yansıttılar. Bu yıl dördüncüsü düzenlenen çalıştayın ana mekanı yine doğanın kendisi oldu. Antik kentin ilham verici doğasında farklı teknikleri kullanarak eserlerini oluşturan sanatçılar, yöre halkının çok uzun süredir geleneği olan “Aba Sultan Yağmur Duası” etkinliğine de katıldılar. 

Geçmiş ve Geleceği Buluşturan Sanat Platformu

2022 yılından bu yana düzenlenen Arnica Art Land Sanat Çalıştayı’nın Kurucusu ve Danışma Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer, her yıl farklı bir kültürel mirasla yolu kesişen projenin aynı zamanda sanatçısı olmaktan da duyduğu mutluluğu belirterek şunları söyledi: “Arnica Art Land, sanatın sadece büyük şehirlerle sınırlı kalmaması gerektiğine inanarak yola çıktı. Şimdi dördücü çalıştayımızda yine Anadolu’nun kültürel mirasıyla sanat arasındaki derin bağa, değerli sanatçılarımızla renkli bir düğüm daha attık. Arnica Art Land, sanatçıların doğayla iç içe özgürce eserler üretmelerini sağlarken, aynı zamanda bölgenin tarihi ve kültürel dokusuyla etkileşimde bulunmalarına da olanak tanıyor. Her katılımcının, bu toprakların ruhunu eserlerine kendi tarzıyla yansıtması ise projemizin çıktılarını daha da geliştiriyor ve zenginleştiriyor.”

Her Eserde Anadolu’nun İzini Görmek Mümkün

Projenin küratörlüğünü bu yıl da geleneksel dokuma alanında geliştirdiği teknikle dünya çağdaş sanat alanında literatüre geçen Bahçeşehir Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarım Bölümü kurucusu Fırat Neziroğlu üstlendi. Sanatçıların eserlerinde Kibele’den Aba Sultan’a Anadolu’nun kadim figürlerinin etkileri görmenin mümkün olduğunu söyleyen Neziroğlu, şunları söyledi: “Bu yılki çalıştayda, sanatın geçmişten gelen öğeleri ile geleceği birleştiren bir form oluşturmayı hedefledik. Sanatçıların, Anadolu’nun kadim figürlerinin etkilerini eserlerinde yansıtmaları, hem kültürel mirasımızı yaşatmak hem de modern sanata entegre etmek açısından büyük bir değer taşıyor. Bu süreçte, sanatçıların özgün bakış açıları ile tarihsel bağları yeniden kurmalarını sağlamak, projemizin en heyecan verici yönlerinden biri.”

Sanatçıların  sohbetlerini derinleştirdiği, düşünce ve pratiklerini paylaştığı çalıştay sırasında Özlem Varol’un düzenlediği çini atölyesi de farklı sanat anlayışlarına sahip isimleri yeni deneyimlerde buluşturdu. 

Çalıştay boyunca Asiye Cengiz, Beril Sümer Reis, Ecem Dilan Köse, M. Emir Yılancı, Esen Baydemir, Gülderen Depas, Jala Azizova, Jamie Norman, Kadriye İnal, Mahir Kurtulan, Mehmet Ali Yıldız, Oğuz Biçer, Orçun Kaya, Ömür Tokgöz, Özlem Altınbilek, Özlem Daylan Bozoğlan, Özlem Varol, Ramil Mammadli, Selçuk Gürışık, Senur Akın Biçer ve Yasemin Keltek tarafından üretilen eserler, Aizanoi Antik Kenti’nde bulunan Zeus Tapınağı’nda binlerce yıllık tarihle buluştu. 

Dünya ticaret tarihi açısından da önemli bir yere sahip olan Aizanoi’daki ilk borsa binası olarak bilinen yapıların da yer aldığı tarihi alanda düzenlenen sergiye ise çok sayıda sanatsever katıldı. 

The post 4. Arnica Art Land Sanat Çalıştayı Aizanoi Antik Kenti’nde Gerçekleştirildi appeared first on Campaign Türkiye.

Bireysel ve kurumsal markaların dijital dünyaya adım atmalarını ve büyümesini sağlayan yapay zeka destekli bir platform sunan Easyapp, teknik bilgi gerektirmemesi ile ön plana çıkıyor.

Bireysel ve kurumsal markaların dijital dünyaya adım atmalarını ve büyümesini sağlayan yapay zeka destekli bir platform sunan Easyapp, teknik bilgi gerektirmemesi ile ön plana çıkan platform; tüm teknik, tasarım ve içerik kararlarını alarak dakikalar içerisinde mobil uygulama, web sitesi ve mikro e-ticaret platformları oluşturabiliyor. Yapay zeka destekli teknolojisi ile saniyeler içerisinde mobil uygulama geliştirmeyi mümkün kılan Easyapp, Seri A yatırım turu öncesinde Aykut Karaalioğlu ile kurduğu stratejik ortaklık ile gücünü artırıyor. Yapılan anlaşma kapsamında Karaalioğlu, yalnızca bir yatırımcı olarak değil; küresel pazarlardaki tecrübesini de Easyapp’in vizyonuna destek vermek için kullanacak.

Easyapp kurucusu Enes Zahid Urhan, 2015’ten bu yana yurt dışında başarı elde etmiş Türk girişimcileri yakından takip ediyordu. 3 günlük uygulama geliştirme süresini 30 saniyeye indirmek hedefi ile çalışmalarına devam eden Easyapp, Mayıs 2025’te 3 günlük süreyi 5 dakika gibi kısa bir süreye düşürdü. Günden güne geliştirdiği başarılı çözümleriyle ortaklığın gerçekleşmesini sağlayan Easyapp kurucusu Enes Zahid Urhan, Aykut Karaalioğlu ile gerçekleştirdikleri ortaklığın kendisi için önemini şu sözlerle dile getirdi: “Aykut Karaalioğlu’nun başarılarını 2015’ten beri takip ediyordum. 10 yıl boyunca kendisini yalnızca bir girişimci olarak değil, bir yol gösterici olarak da gördüm ve vizyonundan ilham aldım. Karaalioğlu’nun melek yatırımcı geçmişindeki en büyük yatırımlarından biriyle Easyapp’e ortak olması bu ilişkiyi stratejik bir birlikteliğe dönüştürdü. Bugün kendisi yalnızca bir yatırımcımız değil; başından beri vizyonumuza ortak olan deneyimli bir isim” diye konuştu. 

Aykut Karaalioğlu ise Urhan’ın sözlerine katıldığını belirterek ortaklık kararını ve beklentilerini şu şekilde açıkladı: “Easyapp, mobil uygulama geliştirme alanında sadece yeni bir çözüm değil, mobil dünyayla ilgili paradigmaları değiştirecek bir çözüm. Teknik bariyerleri ortadan kaldırması ve dijital dönüşümü herkes için erişilebilir kılması beni etkiledi. Bu vizyona inandığım için Easyapp’e ortak oldum. Edindiğim küresel tecrübeyi ekiple paylaşarak Easyapp’i dünya çapında bir başarıya dönüştürmek için katkı sağlamayı hedefliyorum” dedi. 

The post Silikon Vadisi’nden Easyapp’e Güç Katan Ortaklık appeared first on Campaign Türkiye.

 Fenerbahçe Spor Kulübü’nün efsane isimlerini günümüze, köklü mirasını geleceğe taşıyan özel gece, özel anlarıyla Türk spor tarihine damgasını vurdu.

Fenerbahçe’nin ve Türk futbolunun efsane futbolcusu, “Ordinaryüs” lakaplı Lefter Küçükandonyadis’in yapay zeka destekli açılış konuşmasıyla başlayan lansman, ilk dakikalarından itibaren heyacanla dolu unutulmaz anlara sahne oldu. Binlerce sarı lacivertlinin alkışlar ve tezahüratlarla coşkunun dozunu her an biraz daha artırdığı gecede, adidas ve Fenerbahçe’nin yarım asıra yaklaşan ortak tarihlerinde futbol, basketbol ve voleybolda hafızalara kazınan anların dev ekranlarda yeniden canlandığı dakikalar, izleyenlere nostaljik bir yolculuk yaşattı. Tribünlerde dalga dalga yayılan coşkuyla tam bir görsel şölene dönüşen gecede, “Bize Emanet” kampanya filminin ilk kez izleyiciyle buluştuğu anda heyecan zirveye çıktı. Kampanya filmimizde; üç farklı branştan efsane koçlar José Mourinho ve Šarūnas Jasikevičius, futbolculardan Volkan Demirel, Diego Lugano, Tuncay Şanlı, Fred, Talisca ve Ece Türkoğlu; basketbolculardan İbrahim Kutluay, Melih Mahmutoğlu, Scottie Wilbekin, Bonzie Colson ve Alperi Onar; voleybolculardan ise Eda Erdem ve Melisa Vargas yer aldı. Kadroyu kulübün sembol ismi maskot Yellow tamamladı. 16 Fenerbahçeli kahramanın yer aldığı bu filmde, geçmişin efsaneleriyle bugünün şampiyonları bir araya geldi; Fenerbahçe’nin çok yönlü spor kültürü, adidas’ın spora duyduğu tutkuyla birleşti.

Kampanya filminin ardından Fenerbahçe Spor Kulubü 2025-2026 Sezonu formaları, Senfoni Orkestrası’nın melodileri, Fenerbahçe ruhunu yansıtan özel koreografiler ve ışık şovları eşliğinde gerçekleşen defileyle taraftarların beğenisine sunuldu.  

Geceye, spor, sanat ve iş dünyasından aralarında İbrahim Kutluay, Hande Baladın, Eda Erdem, Volkan Demirel, Emre Yusufi, Somer Sivrioğlu, Pelin Akil, Meltem Cumbul, Tülin Şahin’in de bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.

Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç konuşmasında, “Bildiğiniz gibi, adidas ile birlikte Türk spor tarihinin en büyük bütçeli teknik sponsorluk anlaşmasını gerçekleştirdik. Dünyanın en büyük spor kulübü olduğunun her fırsatta altını çizdiğimiz kulübümüz, elde ettiği sportif başarılarla sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın da örnek kulübü olmak üzere kararlı adımlarla ilerliyor. Bu bağlamda inşa ettiğimiz iş birliğimiz de; bir sponsorluk anlaşmasının ötesinde, bir stratejik ortaklığın ve küresel vizyonun ilk adımıdır. Bu nedenle, böylesine bir birlikteliğe artık ‘sponsorluk’ demek doğru olmaz. Biz artık başarıya giden yolda adidas’la birlikte yol arkadaşıyız. Atamızın imzasını taşıyan Çubuklu’yu giymek bizler için bir sorumluluğu, daha da önemlisi bir görevi üstlenmektir. Biz, adidas ile, işte bu ruhu, bu kader birliğini hissederek bir yola çıktık. Bugün bize ait değerleri bir kez daha hatırlıyoruz: Çubuklumuz; geçmişiyle gurur, bugünüyle mücadele, geleceğiyle umut ve emanettir” dedi.

adidas Türkiye Genel Müdürü Hakan Atalay: “Efsane Çubuklu Bize Emanet” 

İş birliği için hazırladıkları “Bize Emanet” kampanyasında Fenerbahçe’nin iki efsane ismi Lefter ve Alex de Souza’dan ilham aldıklarını söyleyen adidas Türkiye Genel Müdürü Hakan Atalay,”Türkiye’nin spor kültürüne yön veren iki güçlü markanın, adidas ve Fenerbahçe’nin ortak bir vizyonla yeniden bir araya gelişini kutladığımız, adidas Türkiye’nin aynı anda ilk kez üç farklı branşta bir kulübü desteklediği ilk iş birliği olması nedeniyle de bizim için ayrı bir önem taşıyor. Önümüzdeki beş yıl boyunca Fenerbahçe’nin efsane çubuklusu artık adidas’a emanet. Beş yıl boyunca sahada olduğu kadar tribünde, günlük yaşamda da sarı lacivertlilerin yanında olacağız. İş birliği için hazırladığımız kampanyada Fenerbahçe’nin iki efsane ismi Lefter ve Alex de Souza’dan ilham aldık. Lefter’i kaybettiğimiz gün, Alex’in attığı o unutulmaz tweet’ten yola çıktık: ‘Rahat uyu Lefter. Çubuklu bize emanet’. Bu tweet, herkes gibi bizimde aklımıza kazındı ve yıllar geçse de hafızalarımızdan hiç silinmedi. Ve şimdi adidas olarak bu kez sıra bizde: ‘Çubuklu artık bize emanet!’” dedi.

Fenerbahçe Ruhunu adidas’ın İnovasyon Gücüyle Buluşturan Koleksiyon

Fenerium ve adidas iş birliğiyle hazırlanan Fenerbahçe Spor Kulubü 2025-2026 Sezonu formaları, kulübün tarihi, takım ruhu ve taraftarın benzersiz enerjisinden ilham alıyor. Her detayında, adidas’ın inovasyon gücünü Fenerbahçe’nin güçlü karakteriyle buluşturan koleksiyon; efsane çubuklu formanın yeni versiyonu olan iç saha forması, detaylarda lacivert ve beyaz ile zenginleşen sarı renkli deplasman forması ve koyu lacivert üzerinde açık lacivert çubuklu alternatif forma ile camianın ruhunu sahaya taşırken, taraftarın günlük stiline de eşlik ediyor. adidas’ın her branş için özel olarak hazırladığı antrenman koleksiyonları, saha dışı ürünler, sporcular ve taraftarlar için özel tasarlanan ayakkabı da iş birliğinin çok önemli bir parçasını oluşturuyor.

Lansmanın ardından adidas.com.tr, fenerium.com  ve  Fenerium Stad Mağazalarında satışa sunulan koleksiyon, 2 Temmuz itibarıyla tüm Fenerium mağazalarında ve seçili adidas mağazalarında  sarı-lacivertlilerle buluşacak.

The post adidas ve Fenerbahçe’den geçmiş ve geleceği buluşturan dev lansman appeared first on Campaign Türkiye.

Jonathan Anderson, Dior’un tüm bölümlerinin yaratıcı yönetimini üstlenen Christian Dior’dan bu yana ilk tasarımcı olarak, erkek giyim, kadın giyim ve haute couture koleksiyonlarını tek çatı altında yönetecek. Bu önemli görev değişimi, markanın yaratıcı vizyonunda köklü bir dönüşümün habercisi olarak değerlendiriliyor.

Tarihle Günümüz Arasında İnce Bir Denge

Anderson’ın ilk koleksiyonu, geçmişin zarafetiyle günümüzün rahat ve deneysel çizgilerini harmanlayan sofistike bir anlatı sundu. 18. yüzyıl siluetlerinden ilham alan tasarımlarda, fırfırlı kargo şortlar, arkadan bağlanan kravatlar ve parlak moiré kumaşlarla yeniden yorumlanmış yelekler dikkat çekti. Dior’un ikonik Bar ceketi ise Donegal tüvitiyle modernize edilerek denim ve bol kesim takımlarla eşleştirildi.

Aksesuarlar da entelektüel dokunuşlardan nasibini aldı. “Les Liaisons Dangereuses” ve Truman Capote’nin “In Cold Blood” kitap kapaklarının işlendiği Book Tote çantalar, ironi ve zekayı koleksiyona taşıdı.

Müze Sessizliğinde Bir Moda Gösterisi

Defile sahnelemesi adeta bir müze galerisini andırıyordu. Kadife kaplı duvarlar ve ödünç alınan Chardin natürmortları, izleyiciyi geçmişle bugünün buluştuğu bir moda anlatısına davet etti. Gösteri davetiyesi ise Anderson’ın sembolik absürtlüğe olan ilgisini yansıtarak porselen bir tabakta sunulan yumurtalardan oluşuyordu.

Jonathan Anderson bu koleksiyonu “markayı şifrelerini çözerek yeniden anlamlandırma süreci” olarak tanımlıyor. Tarihsel Dior referansları, genç ve hafif eksantrik bir bakış açısıyla yeniden yorumlandı; ancak geçmişin taklidine kaçmadan, özgün bir denge yakalandı.

Ön Sıra, Moda Dünyasının Nabzını Tuttu

Defiledeki konuk listesi, koleksiyona gösterilen ilgiyi gözler önüne serdi. Rihanna, Robert Pattinson, Daniel Craig ve A$AP Rocky gibi yıldız isimler, Donatella Versace gibi moda dünyasının duayenleriyle birlikte ön sıradaydı. Kampanya tanıtımlarında yer alan Kylian Mbappé ise genç kuşaklara hitap eden bir dokunuş kattı.

Şimdi gözler Eylül ayında tanıtılması beklenen kadın giyim koleksiyonuna çevrildi. Anderson bu ilk koleksiyonla Dior’un görsel dilinde yeni bir akıcılık sağlarken, bir sonraki adımda bu dili nasıl bir anlatıya dönüştüreceğini moda dünyası merakla bekliyor.

The post Dior’un yeni sanat yönetmeni ilk koleksiyonunu Paris Moda Haftası’nda tanıttı appeared first on Campaign Türkiye.

Crewe’daki merkez binasının semalarında artık daha keskin hatlara sahip, zarif bir kanat figürü süzülüyor. Bentley, klasik yumuşak hatlı tasarımını geride bırakarak daha modern ve iddialı bir “Kanatlı B” logosuna kavuştu.

Elektrikli Geleceğe Doğru Yeni Bir Simgesel Yön

20 yılı aşkın süredir ilk kez yenilenen logo, markanın elektrikli geleceğe doğru attığı adımların da sembolü niteliğinde. Gelecek hafta tanıtılması beklenen konsept araçla birlikte duyurulan bu yeni amblem, Bentley’nin tasarım vizyonunda bir dönüm noktasını temsil ediyor.

Yeni logo, selefinin baykuşu andıran yumuşak kıvrımlarını terk ederek daha açılı, doğrudan şahini andıran kanatlara sahip. Bu değişim; hız, güç ve hassasiyet gibi çağrışımları da beraberinde getiriyor. Alt tüy katmanları sadeleştirilerek daha net çizgilerle tanımlanmış, yalın ve cesur bir form yaratılmış.

İkonik ‘B’ Yeniden Yorumlandı

Logonun merkezinde yer alan ikonik ‘B’ harfi korunurken, kenarlarına kazandırılan pahlı (bevelled) detaylar ve cam görünümlü parlak yüzey sayesinde yüksek saat işçiliğini çağrıştıran bir derinlik ve incelik sunuyor. Artık yalnızca bir marka amblemi değil; hem dijital hem fiziksel mecralarda kullanılmaya hazır, bağımsız bir grafik sembol haline geldi.

Bu yeni amblem, Bentley Tasarım Direktörü Robin Page’in liderliğinde şirket içi bir tasarım süreciyle geliştirildi. İlk fikir, şirket içinde düzenlenen bir yarışmaya katılan iç mekân tasarımcısı YoungNam’dan geldi. Page ve ekibi, bu fikri dijital platformlarda ölçeklenebilirlik ve okunabilirlik öncelikleriyle yeniden şekillendirdi. Tasarım süreci, Page’in deyimiyle “sadeleştirme ve rafine etme” hedefiyle yürütüldü.

Lüksü ve Geleneksel Zarafeti Gelecekle Buluşturan Bir Yorum

Logo yeniliği, Bentley’nin yeni tasarım stüdyosunun açılışı ve ilk tam elektrikli modeli olacağı düşünülen konsept aracın tanıtımıyla birlikte markanın büyük dönüşüm stratejisinin bir parçası. Minimalist ve düzleştirilmiş logolara yönelen birçok otomobil markasının aksine Bentley, üç boyutlu ve heykelsi bir estetikten vazgeçmedi. Bu yaklaşım, markanın zanaatkârlığa ve dokunsal lüks anlayışına bağlılığını gösterirken, aynı zamanda geleceğe yönelik özgüvenli bir duruş da sergiliyor.

Radikal bir kopuş olmasa da bu zarif ve keskinleştirilmiş yeni amblem, Bentley’nin tasarım anlayışında nereye yöneldiğine dair net bir ipucu veriyor: Sessiz bir özgüven, incelikli bir modernlik ve sürdürülebilir bir lüks vizyonu.

The post Bentley logo değişimiyle “geleceğe kanat açıyor” appeared first on Campaign Türkiye.

Son dönemde canlı yayın alanına da giren Netflix, şu ana kadar daha çok spor yayınları ve stand-up gösterileri ile bu alanda varlık gösterdi. Ancak şirket önümüzdeki dönemde bu yayınları daha da çeşitlendirmeye kararlı görünüyor.

NASA ile anlaşan Netflix, bundan sonra NASA’nın canlı yayınlarını doğrudan kendi platformu üzerinden yayınlayacak. NASA, 2023 yılında NASA Plus (NASA+) adını verdiği bir dijital platform kurmuş ve canlı yayınlarını bu platform üzerinden uzay meraklılarına sunmaya başlamıştı.

Bu yazdan itibaren o platformun tüm yayınları Netflix’e de eklenecek. Böylece uzay meraklıları, roket fırlatmalarında Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki astronotların uzay yürüyüşlerine kadar tüm yayınları doğrudan Netflix üzerinden izleyebilecekler. Netflix ve NASA arasında kurulan bu iş birliği sayesinde NASA yayınlarının daha geniş bir kitleye ulaşacağı düşünülüyor. Nitekim NASA da yayınladığı açıklamada buna vurga yapıyor.

700 milyondan fazla izleyiciye ulaşan Netflix’in, bu yayınlarla uzay programına olan ilgiyi arttıracağına inanılıyor. Tabii bununla birlikte Netflix de canlı yayın tarafında sunduğu içerikleri çeşitlendirmiş olacak. Netflix bu canlı yayınların tek adresi olmayacak. NASA+ bağımsız bir platform olarak yayın hayatına devam ederken, iOS ve Android gibi platformlarda kullanılabilen NASA uygulamasında da bu canlı yayınlar ücretsiz olarak takip edilebilecek.

The post NASA Netflix üzerinden canlı yayınlar yapacak appeared first on Campaign Türkiye.

Animasyonun kült dizisi The Simpsons, İngiltere’de artık E4 ekranlarında izleyiciyle buluşacak. Kanal değişikliğini duyurmak amacıyla hazırlanan yeni açılış sekansı ise hayranları hem şaşırttı hem de güldürdü.

4Creative tarafından tasarlanan bu özel versiyon, klasik tema müziği yerine sadece “E4” sözlerinin tekrarlandığı farklı bir müzikle dikkat çekiyor. Açılış animasyonunun tamamı E4 logosu ile donatılırken, Maggie’nin süpermarketteki sahnesinden, oturma odasındaki duvarlara kadar her detay bu değişime uyum sağlıyor.

Dizinin klasikleşmiş bölümlerinde Bart Simpson ceza tahtasına farklı cümleler yazarken görülüyor. Yeni açılışta bu cümle “Now on E4” (Şimdi E4’te) olarak güncellenmiş.

Kampanyanın yönetmenliğini Richard Sclater üstlenirken, yaratıcı ekipte Will Clark ve Chris Rice yer aldı. İkili, bu fikri ilk sunduklarında onay alacaklarını düşünmediklerini, Disney ve Gracie Films’ten gelen olumlu yanıtla adeta şaşkına döndüklerini belirtti. “The Simpsons’ı E4 ile doldurmak, çok eğlenceli ve biraz da çılgınca bir fikir gibiydi” diyen yaratıcılar, projeye verdikleri destek için yapımcılara teşekkür etti.

4Creative’in yaratıcı direktörü David Wigglesworth ise süreci “absürt ama kusursuz” olarak tanımladı. İlk taslağın kaba ve komik olduğunu aktaran Wigglesworth, ekip olarak bu fikir üzerinde heyecanla çalıştıklarını ve her kareye mümkün olduğunca fazla E4 yerleştirdiklerini söyledi.

E4’e geçiş sürecinde telif ve onay süreçlerinin zorluğuna da değinen ekip, projede görev alan Jason Delahunty ve Max Williamson’ın bu süreci büyük bir titizlikle yönettiklerini vurguladı. Sonuç olarak ortaya çıkan yeni açılış sekansı, hem eğlenceli hem de ikonik dizinin ruhuna uygun bir geçiş niteliği taşıyor.

The post Günün kampanyası: The Simpsons Artık E4’te appeared first on Campaign Türkiye.

Dijital pazarlama ve reklamcılık alanında dikkat çeken projelere imza atan MG Media, sektördeki başarısını bir kez daha kanıtladı. MG Media, Burger King ve Tıkla Gelsin markalarıyla hayata geçirdiği yaratıcı kampanyalar sayesinde bu yıl düzenlenen Brandverse Awards’ta tam 4 farklı kategoride ödüle layık görüldü.

Brandverse Awards, pazarlama dünyasının en prestijli ödülleri arasında yer alıyor ve markaların yaratıcılık, dijital yetkinlik ve stratejik başarı kriterlerine göre değerlendirildiği bir platform olarak öne çıkıyor. MG Media’nın kazandığı ödüller, ajansın kreatif vizyonunu ve dijital alandaki güçlü uygulamalarını bir kez daha gözler önüne serdi.

The post MG Media, Brandverse Awards’ta 4 kategoride ödül kazandı appeared first on Campaign Türkiye.

M&S Food, “Farm to Foodhall” kampanyasının yeni bölümünü yayınladı. Kampanya kapsamında ünlü şef Tom Kerridge, yalnızca M&S mağazalarına özel olarak üretim yapan çiftçileri ziyaret ediyor. Bu kez Kerridge, Kent’teki Little Sharsted Çiftliği’nde, M&S için özel olarak “kral kirazlar” yetiştiren Sarah ve Bryan Neaves ile bir araya geldi.

M&S’nin kendi ekibi tarafından hazırlanan 60 saniyelik yaz reklamı, “Farm to Foodhall: King Cherries” ismini taşıyor. Bu spotu, Kerridge’in İtalya ve İspanya’daki M&S tedarikçilerine yaptığı ziyaretleri konu alan diğer bölümler takip edecek. Kampanya süresince parmesan peyniri ve İngiliz ağaç olgunlaşmasıyla toplanan erikler gibi öne çıkan ürünlerin hikâyeleri de izleyiciyle buluşacak.

TV, açık hava ve sosyal medya mecralarında eylül ayına kadar yayında olacak seri, Rich Robinson ve Chloë Gray tarafından üretildi, yönetmenliğini ise Chief Productions’tan Nate Camponi üstlendi.

Kampanya, yalnızca reklamlardan ibaret değil. M&S ayrıca 2024’te ITV iş birliğiyle “Tom Kerridge Cooks Britain” isimli sponsorlu bir program başlattı. Bu yıl da “Tom Kerridge Cooks Spain” adlı yeni bir dizi ile devam edecek. Altı bölümden oluşacak bu yeni seri, temmuz sonunda ITV1 ekranlarında izleyiciyle buluşacak.

“Tom Kerridge Cooks Spain”, M&S’nin 2021’de başlayan ve halen devam eden “Cooking with the Stars” adlı programıyla birlikte markanın içerik odaklı reklam anlayışının önemli bir parçası olmaya devam ediyor.

M&S Food Pazarlama Müdürü Robbie Black, kampanyayla ilgili şu açıklamada bulundu: “Yaz kampanyamız, raflarımızda yer alan ürünlerin ardındaki özel hikâyeleri gün yüzüne çıkarmayı hedefliyor. M&S’yi farklı kılan kalite ve köken unsurlarını izleyiciyle buluşturarak, sadece bir süpermarket değil, bir alışveriş tercihi olduğumuzu vurguluyoruz.”

Tom Kerridge, Temmuz 2022’den bu yana M&S’in şef elçisi olarak markayla iş birliğini sürdürüyor. İlk “Farm to Foodhall” kampanyası ise 2023 yılında başlatılmıştı.

The post Günün kampanyası: M&S’ten yaz serisi appeared first on Campaign Türkiye.

Bu iki koleksiyon ürünü, Mattel’in “Nostaljik Film Favorileri” (Nostalgic Film Favorites) serisinin bir parçası olarak, sinema tarihinin unutulmaz sahnelerini detaylı minyatürlerle yeniden canlandırıyor.

Jaws Seti: Büyük Beyaz’a Karşı Mücadele Raflarda

Steven Spielberg’ün gerilim klasiği “Jaws”tan ilham alan set, efsanevi Orca balıkçı teknesi, üzerinde Şef Brody figürüyle birlikte geliyor. Büyük beyaz köpekbalığı ise saldırı anında, deniz temalı özel bir diorama üzerinde konumlandırılmış. Set, 70’ler tarzında pencere kutusuyla, nostaljik çizimlerle süslenmiş bir dış ambalaj ve katlanabilir poster ile tamamlanıyor. Koleksiyonerler için adeta bir vitrin parçası niteliğinde.

Geleceğe Dönüş Seti: DeLorean Zaman Yolculuğuna Hazır

“Geleceğe Dönüş”e adanan set ise filmin ikonik Twin Pines Mall sahnesini birebir yeniden canlandırıyor. 1:64 ölçekli sette, DeLorean zaman makinesi ve Doc Brown’ın GMC Value Van aracı yer alıyor. Set, DeLorean’ın van’dan çıkışını sağlayan işlevsel bir rampayla birlikte sunuluyor. Ambalaj tasarımında ise Flux Capacitor esintili detaylar ve koleksiyon kalitesinde bir sergileme kutusu dikkat çekiyor.

Sınırlı Sayıda, Yüksek Talep Bekleniyor

Her iki set de 32 dolarlık fiyat etiketiyle satışa sunulacak ve müşteri başına en fazla iki adetle sınırlandırılacak. Satışlar 24 Temmuz’da hem Comic-Con’daki Mattel standında hem de MattelCreations.com üzerinden başlayacak.

Mattel’in Yaratıcı Ürünler ve Eğlence Ortaklıkları Kıdemli Başkan Yardımcısı Nick Karamanos, koleksiyonerlere sevilen hikâyelerle yeniden bağ kurma fırsatı sunan ürünler yaratmaya odaklandıklarını belirtti. Karamanos, “Yeniden yapımlar, remaster’lar ve reprodüksiyonların çağında, bu iki kült klasiği özenle hazırlanmış minyatürlerle onurlandırmak son derece anlamlı,” dedi.

The post Mattel’den “Jaws” ve “Geleceğe Dönüş”e özel setler appeared first on Campaign Türkiye.

Geçtiğimiz hafta sonu sosyal medyada paylaşılan bu dikkat çekici animasyon, Liquid’in 1992 tarihli rave klasiği “Sweet Harmony” eşliğinde hareket ediyor. Dönerken adeta müzikle dans eden Burberry ekosesi, spiral şeklinde dönüşerek izleyiciyi içine çeken bir optik illüzyon sunuyor.

Bu etkileyici çalışmanın arkasında, phenakistoscope (erken dönem animasyon cihazı) sanatçısı Drew Tetz yer alıyor. Tetz’in tasarımı, ekose desenin dönüşümünü milimetrik hesaplarla kurgulanmış görsel illüzyonlarla sağlıyor.

Atlı Şövalye Logosu da Hareket Kazanıyor

Sadece desenle sınırlı kalmayan bu görsel yolculukta, Burberry’nin tarihi atlı şövalye logosu da canlandırılıyor. Zamanın testinden geçmiş bu sembol, akıcı bir hareketle yeniden hayat buluyor ve markanın mirasını hareketli bir sanat eseri olarak yeniden yorumluyor.

Giyilen Değil, Hissedilen Bir Deneyim

Burberry, bu projeyle sadece bir moda markası olmadığını, aynı zamanda duyulara hitap eden çok katmanlı bir deneyim sunduğunu da ortaya koyuyor. Artık Burberry yalnızca giyilen bir şey değil — izlenen, duyulan ve hatta elde tutulan bir sanat formu haline geliyor.

The post Burberry’nin ikonik deseni optik bir illüzyona dönüştü appeared first on Campaign Türkiye.

Kadınların sokak kültüründeki varlığını güçlendirmeyi ve yeni hikayelerine ilham kaynağı olmayı hedefleyen HipHop Ladies Turkey, düzenlediği online solo dans yarışması ile kadın dansçılara kendini gösterme şansı sunuyor.

HipHop Ladies Turkey ekibinin yanı sıra dünyanın en başarılı kadın dansçılarından Oomoo ile Koreograf ve Performans Sanatçısı Ekin Bernay’ın jüri koltuğunda oturduğu yarışmaya sokak dans türlerinde, freestyle ya da koreografisi dansçıya ait olan maksimum 1 dakika uzunluğunda bir video ile başvuru fırsatı sunulurken, videolar üzerinde kurgu da serbest olarak yapılabiliyor.

AMSTERDAM’DA SUMMER DANCE FOREVER’A KATILMA FIRSATI

Değerlendirme sonucunda seçilecek olan en enerjik, yaratıcı ve en başarılı 2 dans videosunun yaratıcısı, Avrupa’nın en çok ses getiren dans festivallerinden Summer Dance Forever’a giriş hakkı elde ederken Sneaks Up’tan sürpriz hediyelerin de sahibi olacak.

Yarışmaya Schengen vizesi şartı aranmaksızın, güncel bir pasaport sahibi olan 18 yaşın üzerindeki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı tüm kadınlar başvuruda bulunabilecek. İsim, doğum tarihi, şehir, kısa biyografi ve telefon bilgileriyle birlikte hiphopladiesturkey@gmail.com adresine mail ile Instagram ya da Youtube linki iletilecek. İndirilmesi gereken videolar değerlendirmeye alınmayacak.

8 Temmuz Çarşamba günü Saat 22.30’a kadar devam edecek olan başvurularda, paylaştığın videolara #sneaksup ve #hiphopladiesturkey hashtaglerini eklemeyi unutma!

The post Hiphop Ladies Turkey, Sneaks Up sponsorluğunda “Dansın Yaratıcı Kadınları”nı arıyor appeared first on Campaign Türkiye.

Çalışma arkadaşlarımızın motivasyonu en büyük gücümüz

“Yola çıkarken hedefimiz yalnızca bir iletişim kampanyası değil, çalışma arkadaşlarımızın kendini ait hissettiği bir dünya inşa etmekti” diyen Yapı Kredi İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Özden Önaldı, kurumun işveren markası yolculuğunu bu sözlerle anlatıyor.

Her adımda çalışan deneyimini merkeze aldıklarını ifade eden Önaldı, kazandıkları ödül ile ilgili şunları söyledi: “Yapı Kredi olarak odağımıza her zaman insanı koyuyoruz. Çalışma arkadaşlarımızın sesini duyan, birlikte üretmeyi teşvik eden ve aidiyet duygusunu güçlendiren bir kurum kültürü için çalışıyoruz. İşveren markamız ‘Yapımızda Var’ı da bu anlayışla, çalışma arkadaşlarımızla birlikte tasarladık. Bu sayede; kurum içi etkileşimi artırırken, çalışanlarımızın da Bankamıza olan duygusal bağlılığını, motivasyonunu güçlendirdik. Bu ödül; açık iletişime, güvene ve birlikte başarma kültürüne dayalı güçlü bağlarımızın bir yansıması.”

The post Yapı Kredi’ye Brandverse’ten Gümüş Ödül appeared first on Campaign Türkiye.

Ortakent’te konumlanan Memorial Bodrum Hastanesi, grubun 12. hastanesi olarak hizmet vermeye başlıyor.

17.000 m²’lik alanda kurulan 50 poliklinik, 7 ameliyathane ve 148 yatak kapasitesiyle faaliyet gösteren hastanede, cerrahi branşlardan dahili tıbbın tüm alanlarına, kadın ve çocuk sağlığından kalp hastalıklarına kadar geniş bir uzmanlık yelpazesi sunulacak. Hastanenin ileri teknolojiye sahip cihazları ve uzman kadrosu, Bodrum’un yanı sıra Milas, Datça, Fethiye, Marmaris, Göcek gibi ilçelerle birlikte Muğla merkez ve çevre bölgelerin sağlık ihtiyaçlarına da yanıt verecek kapasiteye sahip.

Modern altyapısı ve merkezi konumuyla bölge halkının sağlık sorunlarının çözümü için farklı şehirlere gitme arayışını ortadan kaldıran hastane, yaz aylarında nüfusu katlanan Bodrum’da sağlık turizmi açısından da referans merkezi olma yolunda ilerliyor. Hastanenin tüm özel sağlık sigortaları, banka ve sandıklar, özel şirketler ve kurumlar ile gerçekleştirdiği anlaşmalarla geniş bir hasta kitlesine erişim sağlanıyor.

Çocuk Hastalar İçin 7/24 Pediatrik Acil Servis

Pediatrik acil servis, çocuk hastalar için gece 00.00’a kadar hizmet sunacak. Ayrıca kadın hastalıkları–doğum, çocuk sağlığı, jinekoloji ve yüksek riskli gebelik takibinde de güçlü bir yapı oluşturuldu. El ve pediatrik cerrahi gibi uzman alanlarda da hizmet sunulacak. Memorial Bodrum Hastanesi bu sayede Bodrum ve çevresindeki aileler için güvenilir, kapsamlı ve ulaşılabilir bir sağlık merkezi konumuna erişiyor.

Memorial’dan Bölgeye Yepyeni Sağlık Teknolojileri

Memorial Bodrum, sağlıkta ileri teknolojiyi hasta odaklı hizmet anlayışla bir araya getiriyor. Meme kanseri tanısında aynı anda biyopsi imkanı sunan 3D Tomosentez Mamografi ve prostat büyümesi tedavisinde Cyber Ho Magneto Holep cihazı Bodrum’da ilk kez hastaların hizmetine açılıyor. Bölgeye kazandırılan yeni teknolojiler arasında düşük radyasyonla kısa sürede çekim imkanı sunan 512 kesitli Bilgisayarlı Tomografi (CT) ile sanal kalp anjiyosunun yanı sıra tek seansta tüm omurgayı görüntüleyebilen omurga grafi cihazı da öne çıkıyor.

Aynı şekilde Yeni Nesil 3 Tesla MR (Manyetik Rezonans görüntüleme) sayesinde hızlı ve net çözümler sunulurken, son teknoloji cihazlarla cerrahi uygulamalarda başarı artırılıyor. Gebelik takibi, üroloji ve beyin cerrahisinde kullanılan yenilikçi görüntüleme, ultrasonografi ve laboratuvar sistemleri, Memorial Bodrum’un hasta sağlığına verdiği önemin bir göstergesi niteliği taşıyor.

“Bodrum’da sağlık turizmine güç katıyoruz”

Memorial Sağlık Grubu CEO’su Bora Uludüz, açılışta şu açıklamayı yaptı: “Memorial olarak yalnızca yeni bir hastane açmıyor; bulunduğumuz her bölgede sağlıkta kalite ve güveni yaygınlaştırıyoruz. Memorial Bodrum, yalnızca bölge halkının değil, çevre illerden ve yurt dışından gelen hastaların da ihtiyaçlarına yanıt verebilecek nitelikte planlandı. Sağlık turizmi açısından da önemli bir merkez olacağına inanıyoruz. Türkiye’nin sağlık vizyonuna katkı sunmak ve bu hizmeti daha geniş kitlelere ulaştırmak için yatırımlarımız sürecek.”

Yatırımlar Sürüyor: Sırada İstanbul Göztepe Var

Memorial Sağlık Grubu, 2025 vizyonu doğrultusunda İstanbul Göztepe’de açılacak yeni hastanesiyle hizmet ağını genişletmeye devam edecek. Çok yakında hizmete girecek olan bu yeni merkez, Anadolu Yakası’nda sağlık hizmetlerinin niteliğini artıracak.

Yeni yatırımlar, yarattığı istihdam, ileri teknolojiyle yapılan tıbbi uygulamalar ve artan sağlık turizmi hacmiyle Memorial Sağlık Grubu’nun ülke ekonomisine katkılarını daha da artırmayı hedefliyor.

The post Memorial Sağlık Grubu’nun 12. Hastanesi Bodrum’da Açılıyor appeared first on Campaign Türkiye.

Habitat, evde yapılabilecek küçük dokunuşların büyük duygusal etkiler yaratabileceğini göstermek amacıyla Pinterest platformunda yeni bir kısa film serisi başlattı. “Dikkatin Evi” (The Home of Attention) adlı kampanya, Omnicom Media Group UK’nin markalı içerik ajansı Drum iş birliğiyle hazırlandı ve ilk film ile Pinterest aktivasyonu 25 Haziran’da yayınlandı.

Serinin açılış filmi, Habitat’ın “Billie Lambası”nı merkezine alarak, iç mekân tasarımının insanlar üzerindeki duygusal etkilerini işliyor. 110 saniyelik reklam, bir çiftin birlikte yaşama sürecini konu alırken, küçük bir lambanın ilişkideki anlamını simgesel bir anlatımla gözler önüne seriyor. Mizah ve duygu yüklü anlatımıyla dikkat çeken film, “ışık” metaforu üzerinden evin ve eşyaların ruh hâlini nasıl yansıttığını gösteriyor.

Film, eski sevgililerin arasında geçen dokunaklı bir sahneyle sona ererken, izleyicilere iç mekânların sadece fiziksel değil, duygusal dönüşümlere de aracılık ettiğini hatırlatıyor.

Kampanyadaki her film, Pinterest’in yenilikçi formatlarıyla destekleniyor. Yapay zekâ destekli otomatik kolajlar, 360 derece alışveriş yapılabilen sahneler ve içerik üreticilerinin filme ilham veren paylaşımları, kullanıcıların Habitat ürünleriyle daha etkileşimli ve ilham dolu bir deneyim yaşamasını sağlıyor.

Habitat Marka İletişimi Başkanı Laura Boothby, Pinterest’in kullanıcıların yaşam alanlarını planladıkları doğal bir ortam sunduğunu vurgulayarak, bu iş birliğinin ilhamı gerçeğe dönüştürme hedefi taşıdığını belirtti. Boothby, “Küçük tasarım kararlarının hem görünüm hem de duygular üzerindeki etkisini anlatmak istiyoruz,” dedi.

Kampanyanın kreatif süreci, Claire Baker (grup kreatif direktörü), Chris Frankland (kıdemli kreatif) ve Lee Pitman (tasarım ve sanat yönetimi başkanı) tarafından yürütüldü. Medya planlama ve satın alma süreçlerini ise PHD UK üstlendi.

Drum’dan Chris Frankland ise kampanyayı, basit görünen değişikliklerin aslında dikkatlice düşünülmüş duygusal hamleler olabileceği fikri üzerine kurduklarını ifade ederek, bu projeyi hikâye anlatımı, kültürel içgörü ve platform stratejisinin birleştiği güçlü bir fikir olarak tanımladı.

The post Günün kampanyası: Habitat’tan duygusal bir ev hikâyesi appeared first on Campaign Türkiye.

Yeni marka dönüşümü, yaratıcı stüdyo Koto iş birliğiyle gerçekleştirildi. Tripadvisor, artık seyahatseverlere bilgi verirken abartılı içerikler ya da yapay algoritmalar yerine, benzer değerlere sahip gerçek kullanıcıların deneyimlerini öne çıkarıyor. Bu felsefe, markanın hem görsel hem de dilsel tüm iletişim biçimlerine yansıyor.

Ollie Artık Daha Canlı ve Rehber Rolünde

Tripadvisor’ın yıllardır gözcülük görevini üstlenen baykuşu Ollie, artık çok daha canlı ve etkileşimli bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Sadece logoda yer almakla kalmayan Ollie, kullanıcı içeriklerine eşlik eden, göz temasını kuran ve yönlendiren bir rehber haline geldi. Marka bu değişimi esprili bir dille anlatarak Ollie’nin birkaç “trend estetik dokunuş” geçirdiğini bile söyledi.

Seyahatin Dokusunu Taşıyan Yeni Görsel Kimlik

Yenilenen marka kimliğinde doğallık ve samimiyet ön planda. Tripadvisor yeşili daha canlı bir tona kavuşurken, yeni eklenen çam siyahı ve saf beyaz renkler görsel yapıya derinlik katıyor. ‘Trip Sans’ adlı yeni yazı tipi, platformun simgesi haline gelen baloncuk puanlama sisteminden ilham alıyor: Yuvarlak hatlı, dostça ve okunabilir.

Grafik unsurlar arasında yeşil puan noktaları, kartpostal benzeri ayırıcılar ve dokulu fotoğraf düzenlemeleri, seyahatin fiziksel ve duygusal yönlerine vurgu yapıyor. Artık hiper-gerçekçi stok görseller yerine, kullanıcıların kendi çektiği fotoğraflar ön planda. Hareketli tasarım dili de bu değişime ayak uyduruyor; geçişler artık seyahat planlamasının ritmini yansıtarak daha akıcı hale getirildi.

Topluluğun Sesi Daha Gür Çıkacak

Yenilenen Tripadvisor, yapay zekâ destekli planlama araçları, rezervasyon seçenekleri ve sosyal özelliklerle artık yalnızca bir inceleme platformu değil, kapsamlı bir seyahat motoru olma yolunda ilerliyor. Ancak bu dönüşümde topluluk odağından sapmıyor; tam aksine, kullanıcı yorumları ve gerçek deneyimlerin sesi daha da yükseliyor. Marka ise daha arka planda, destekleyici bir rol üstleniyor.

Yeni Tripadvisor, lüks bir broşürden ziyade, daha önce gittiğiniz yeri bilen, orada hata yapmış ama sonra o hatayı anlatan samimi bir yol arkadaşı gibi hissettiriyor. Gerçek, sıcak ve ilham verici bir seyahat deneyimi için Ollie’nin keskin bakışlarına güvenebilirsiniz.

The post Tripadvisor 25. yılında yenileniyor appeared first on Campaign Türkiye.

Sigorta markası AXA, UEFA Kadınlar EURO 2025 öncesi yürüyen futbolun dönüştürücü gücünü anlatan dokunaklı bir belgeselle dikkat çekti. “Kanseri Yenenler: Dünyanın En Güçlü Futbol Takımı” adlı film, kanseri atlatan kadınlardan oluşan bir takımın sahadaki yolculuğunu gözler önüne seriyor.

Nonsense ajansı tarafından hazırlanan dokuz dakikalık film, Julia Tibbs’in öncülüğünde kurulan takımın ilk turnuva deneyiminden, Liverpool FC’nin efsanevi stadyumu Anfield’daki maçına kadar olan süreci anlatıyor. AXA, Liverpool FC’nin resmi antrenman partneri olarak projeye destek veriyor.

AXA UK Marka ve Sponsorluk Direktörü Barney Bailey, futbolun iyileştirici ve birleştirici gücüne vurgu yaparak “Toplumlarında fark yaratan kahramanlara destek olmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

Belgesel, AXA UK’nin YouTube sayfası ve EURO 2025 iş birliği web sitesinde yayınlanıyor. Kampanya aynı zamanda Bauer Media ve Wavemaker UK tarafından hazırlanan bir medya planıyla Grazia dergisi ve Absolute Radio gibi kanallarda da yer buluyor.

AXA, Fransa’da hazırlanan ve aile içi şiddeti ev sigortası kapsamında değerlendiren “Üç Kelime” kampanyasıyla da 2025 Cannes Lions’ta büyük ödüller kazanarak fark yarattı.

UEFA Kadınlar EURO 2025 turnuvası 2 Temmuz’da başlıyor.

The post Günün kampanyası: AXA’dan ilham veren belgesel appeared first on Campaign Türkiye.

American Express, bu yıl BST Hyde Park festivali için yeniden ana sponsor olarak sahneye çıktı. Festival deneyimini daha da zenginleştirmek amacıyla kurulan “The Amex Experience” alanı, sadece müzikle değil, lezzetli içeceklerle ve özel avantajlarla da ziyaretçileri cezbediyor.

Festivalin en dikkat çeken bölümlerinden biri, soda tarifleriyle tanınan içerik üreticisi Maddi Neye-Swift (Cripandip) iş birliğiyle hayata geçirilen Soda Bar oldu. Bu alanda sadece American Express kart sahipleri ve misafirleri için beş özgün aromalı içecek sunuluyor: Jalapeño Spice, Strawberries & Cream, Pickle-tini, Watermelon Smash ve Cheeky Cherry. Tat profilleriyle dikkat çeken bu içecekler, festivale ferah ve eğlenceli bir tat katıyor.

The Amex Experience alanı bununla sınırlı değil. Festival boyunca açık olan bu özel alanda bir lounge, “Drinks Cabinet Bar” adlı konsept bar, pençeli oyuncak makinesi, fotoğraf kabinleri ve kişiselleştirme hizmetleri gibi birçok deneyim noktası yer alıyor. Kart sahiplerine özel ürün sıraları, hediyeler, VIP yükseltme çekilişleri ve sahne arkası tur gibi ayrıcalıklar da sunuluyor.

American Express kart kullanıcıları, festival alanındaki tüm alışverişlerde %5 indirim hakkına sahip olurken, ayrıca ücretsiz yeniden kullanılabilir su şişesi de alabiliyor. Alan genelinde yerleştirilen geniş açılı lenslere sahip fotoğraf kabinleri ise festival anılarını ölümsüzleştirmek isteyenler için ideal.

American Express Küresel Marka Sponsorlukları Pazarlama Başkan Yardımcısı Aaron Burke, “Festivalde unutulmaz anılar yaratmak istiyoruz. Bu yılki Amex Experience, müzik bitse de hafızalarda kalacak bir deneyim sunuyor” sözleriyle projeye olan inançlarını vurguladı.

Soda tariflerinin yaratıcısı Maddi Neye-Swift ise, “Favori malzemelerimi kullanarak cesur ve eğlenceli tatlar geliştirdim. Festivalde bu lezzetleri paylaşmak büyük bir heyecan” diyerek iş birliğini değerlendirdi.

American Express, müziğin ve yaratıcılığın buluştuğu bu büyük etkinlikte kart sahiplerine özel fırsatlarıyla fark yaratmaya devam ediyor.

The post Amex’ten Hyde Park’ta lezzetli sürpriz appeared first on Campaign Türkiye.

Avrupa’nın en etkili pazarlama ve iletişim kampanyalarının ödüllendirileceği jüride bu sene, Tribal Worldwide Istanbul iki isimle birlikte yer almayı başardı. Ajansın stratejik planlama ekibinin tamamından sorumlu olan Ceren Şehitoğlu, “Multi-Market & Positive Change” jürisinde; Göktuğ Yurt ise “Best of Europe” jürisinde görev alacak.

“Sürdürülebilir Yaratıcılık” anlayışıyla öne çıkan Tribal Worldwide Istanbul, stratejik gücü yüksek ve etkili işleriyle Effie ödüllerinde uzun süredir dikkat çekiyor. Geçtiğimiz yıl, “TikTok Faydası Çok” kampanyasıyla Media, Entertainment & Leisure kategorisinde Effie Avrupa’dan ödülle dönen ajans; bu yıl da Effie Türkiye’de 13 farklı markası adına yürüttüğü 13 kampanyayla önemli başarılar elde etti.

Ceren Şehitoğlu Kimdir?

İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde Reklamcılık ve Sosyoloji bölümlerini %100 burslu ve onur derecesiyle tamamladıktan sonra, yüksek lisans eğitimini Sosyal Projeler ve Sivil Toplum Kuruluşları Yönetimi alanında yapmıştır. Kariyer yolculuğunda Coca-Cola Company, VML ve TBWA\Istanbul gibi global marka ve ajanslarda, pek çok ödüllü projenin parçası olmuştur. 5 yıldır da Tribal Worldwide Istanbul’da, tüm strateji ekibinden sorumlu CSO olarak görev yapmaktadır.

Yüksek lisans konusuna paralel olarak, markaların sosyal fayda projeleri konusunda çalışmalar yapan Şehitoğlu, Koç Üniversitesi’nin düzenlediği Sivil Toplum Kuruluşları Kapasite Geliştirme Programı’nın mentorlarından olmuş ve bu alanda eğitimler vermiştir. Dünyanın en önemli sosyal fayda etkinliklerinden olan ve Türkiye’de UNDP Türkiye öncülüğünde gerçekleştirilen Sosyal Fayda Zirvesi’ni düzenleyen ekipte rol almış ve sürdürülebilirlik temalı önemli konferanslarda konuşmacı olmuştur.

Şehitoğlu, Effie Awards Istanbul, Curious Felis Awards, TBWA Global Disruption Awards, Lisbon Advertising Festival ve New York Festivals AME Awards gibi prestijli yarışmalarda jüri üyeliği yapmıştır.

Göktuğ Yurt Kimdir?

Proje yönetimi, müşteri ilişkileri ve stratejik planlama alanlarında 18 yılı aşkın deneyimiyle kariyerini strateji, yaratıcılık ve teknoloji kesişiminde inşa etmiştir. Mühendislik eğitiminin getirdiği analitik bakış açısı, stratejik düşünme biçimini ve yenilikçi yaklaşımını şekillendirmiştir.

Kariyeri boyunca C-Section ve Tribal Worldwide Istanbul gibi önde gelen dijital ajanslarda önemli roller üstlenerek sektördeki değişimlere başarıyla uyum sağlamış, yenilikçi ve geleceğe dönük dijital stratejiler geliştirme yetkinliğini güçlendirmiştir.

2021’den bu yana Tribal Worldwide Istanbul’da Strategy & Innovation Group Head olarak markaları rekabette farklılaştıran ve hedef kitleleriyle anlamlı bağlar kuran marka ve iletişim stratejileri geliştirmektedir. Aynı zamanda üretken ve otonom yapay zeka teknolojileriyle iş süreçlerinin verimliliklerinin artırılması ve daha derin tüketici içgörülerine dayalı marka stratejileri oluşturmak amacıyla sentetik araştırma metodolojileri üzerine çalışmalar yapmaktadır.

The post Effie Avrupa jürisinde Tribal Worldwide Istanbul’dan 2 İsim appeared first on Campaign Türkiye.