Kristal Elma’nın 2. günü, Universal Music Group Global İş Geliştirme Başkanı Olivier Robert-Murphy, “Markalar, Hayranlar ve Şöhret” başlıklı oturumunda dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu:
- Müzik sektörü değişim geçiren ilk sektörlerden birisi.
- Tüketicilerin %73’ü kullandıkları markaların yarın yok olacak olmasını önemsemiyor.
- Markalar daha fazla müşteri sadakatini nasıl kazanabileceklerinin ve nasıl daha fazla yenilik yaratacaklarının peşindeler.
- İçerik bir nehirse kaynak nedir? Kaynak sanatçının, müzisyenin kendisidir. Fakat içerik olmazsa sanatçı da olmaz, müzisyen de olmaz.
- Pazarlamacıların %97’si müziğin markalarını güçlendireceğine, %86’nınsa bağlılığın önemine inanıyor. Fakat sadece %46’sı bu bağlılığı nasıl sağlayacaklarını bildiklerini söylüyor.
- İnsanların %69’u izledikleri içeriklerin markayla hiçbir ilgisi olmadığını düşünüyor, %50’si ise izledikleri içeriklerin onları rakip markalara yönlendirdiğini belirtiyor.
- Twitter kullanıcılarının %89’u markaların müzikle daha iç içe olması gerektiğini düşünüyor.
- Artık 4E devri var: Engagement (bağlılık), experience (deneyim), exclusivity (müşteriye özel olma durumu), emotion (duygu).
- Tek başına bağlılık yeterli değil, ilişkiyi derinleştirmenin yollarını da aramak lazım. Endüstriyel düzeyde bir yakınlıktan bahsediyorum. Bunun da tek sağlayanı veridir. Veri çok şey anlatabilir. Şu sıralarda herkes programatik pazarlamadan söz ediyor. Ben örneğin Maroon5’i severim ve günde 45 dakika Maroon5’i dinlerim. Eğer bunu bir marka biliyorsa, o marka benden çok daha fazla fayda sağlayacaktır.
- Apple bilgisayar satmıyor, farklı düşünme biçimleri ve kalite satıyor. Yanında da bilgisayar satıyorlar. Biz de Universal Music olarak cd satmıyoruz, duyguları ve anları satıyoruz.
- Örneğin Coca-Cola şişelerin üstüne isminizi yazmanın dışında şarkı sözleri yazmaya başladı. Siz o sözlerin fotoğrafını çekip yolladığınızda size şarkının kendisi gönderiliyor. Bu akıllı telefonlarıyla paylaşım yapan milyonlar için harika bir kampanya.
- İşleri doğru yapmaya devam edersek bir gün çocuklarımız bize, “Baba! Bana bir hikaye anlatmak yerine bir marka içeriği anlatabilir misin?” diyebilirler.