N2O COO’su Clare James, sürdürülebilirlik konusunda ajansların, markaları teşvik etmesi ve bir an önce harekete geçilmesi gerektiğini düşünüyor.
Sürdürülebilirlik söz konusu olduğunda sektör konuştuğu gibi hareket etmeli. Kabul edelim çocuklar, berbat ettik. Endüstri olarak tüketicinin nabzını tutmamız gerekiyordu ama yapamadık.
JWT Intelligence’ın yayınladığı rapora göre her on tüketiciden dokuzu, markaların gezegene ve insanlara bakmakla yükümlü olduğunu düşünüyor. Buna rağmen ajanslar, bu artan hesap verebilirlik ve sürdürülebilirlik taleplerine yanıt vermekte yavaş kaldı.
Oysa markalar artık her şeyin farkında. Halkın değişen duygu durumunu görmezden de gelemezler. Bu yüzden ajanslar da aynısını yapmalı.
Markalar, artık tüketiciye gidiyor ve çok daha gerçek görünüyorlar. Aslında bizler, deneyimsel pazarlamacılar olarak markaları tüketici ile karşı karşıya getiriyoruz. Eğer ki sürdürülebilirlik gibi bir konuda markaların konuştukları gibi hareket etmelerini – taahhütlerini yerine getirme gibi- sağlayamıyorsak işimizi yapmıyoruz demektir. Tüketiciler markaları daha iyisini yapma konusunda zorladı. Şimdi sıra bizde! Artık kendimize meydan okuma zamanı geldi.
Deneyimsel kampanyaların büyük ölçekli ve fiziksel doğası, çevresel etkimizi görmek için bize özel bir sorumluluk veriyor. Üniformalar, eşantiyonlar, setler, nakliye, atık imhası… Bunların hepsi de daha iyi bir şeyler yapmak için birer fırsat. Örneğin; Tesco, siyah plastik kullanımını bıraktı. Siyah plastik, geri dönüşüm merkezlerindeki otomatik ayıklama makineleri tarafından ayıklanamadığı için son derece sakıncalı görülüyordu. Biz de hazırladığımız tüm kampanyalarda siyah plastik kullanmayı bıraktık.
Ayrıca müşterilerimiz arasında yer alan büyük bir meşrubat markasını da geri dönüşüme gidecek kutular toplayacak bir ekip kurması için teşvik ettik. Sadece bu iki örnekle kalmayıp daha fazlasını görmeyi umuyoruz.
Biz de deneyim ve etkinlik sektöründe sürdürülebilirliğe öncülük etmeye karar verdik. Başkalarının takip edebileceği bir yol oluşturmak istiyoruz. Tüm sürdürülebilirlik hedeflerimizi ve eylemlerimizi Together Leading Change veya TLC olarak adlandırdığımız bir çerçevede buluşturduk ve bu çerçeveyi; yaptığımız işi karşılaştırmak, bütçelemek, planlamak ve ölçmek için kullanıyoruz. Üstelik TLC sadece çevre ile ilgili de değil. Hem insanları hem de gezegeni göz önünde bulunduran Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nde ortaya konan sürdürülebilirliğin, geniş bir yorumunu taahhüt ediyoruz. Çabalarımızı kurumsal sosyal sorumluluk konusunda aldığımız ödülle doğruladığımız için gurur duyuyoruz ancak bu henüz başlangıç noktası. Üstelik daha iyisini yapabileceğimizi kabul etmekten de utanmıyoruz ve bunu sizlerin de yapabileceğini biliyoruz.
Clare James
N2O, COO
Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 110. sayısında yayımlanmıştır.
The post Çok daha iyisini yapabiliriz appeared first on Campaign Türkiye.